Genel

8.Yumuşak Otorite Miti

“Çocukta iç disiplin mi, dış disiplin mi” kitabının yazarı, çoğu eğitimcinin savunduğu bir görüşe karşı çıkıyor. Karşı çıktığı görüş, anne babaların çocuğun iyiliği için olduğu sürece güce dayalı otorite kullanabilecekleri, ve bu otoriteyi kullanırken yumuşak olmalarının tavsiye edilmesi.

“….Yansız olduğunuz sürece sert, sevgi dolu olduğunuz sürece katı, diktatörce yaklaşmadığınız sürece denetleyici, çok aşırıya kaçmadığınız sürece cezalandırıcı olmanın HİÇ BİR ZARARININ OLMADIĞINI söylüyorlar.

Bunlara inananların sayısı çoktur. Yetişkinler çocukları denetimlerinde tutmak için, güce dayalı disiplin kullanmalarını haklı gösterme ve suçluluk duygularını hafifletme gereksiniminde olduklarından, yaptıklarının çocuklara duydukları sevgiden kaynaklandığına ve onların iyiliği için olduğuna inanmak isterler.”

Çocuğuna karşı güç kullanırken, bunu çocuğun iyiliği için yaptığını düşünmeyen ana baba yoktur sanırım. Bunların bazısı, belki de çoğu, yukarıdaki paragrafta dediği gibi kendilerini haklı gösterme ve suçluluk duygularını hafifletme ihtiyacıyla kendilerini kandırıyor olabilirler. Ama gerçekten çocuğun iyiliğini düşünerek ve faydalı bir şey yaptığını düşünerek daha sevgi dolu niyetlerle güç kullananlar yok mudur? Elbette vardır.. Disiplin yanlısı eğitimcilerin de etkisiyle, özellikle yumuşak olmaya çalışarak güç kullananlar daha çok onlardır bence.

"Güce dayalı otorite yumuşak olabilir mi? Denetleyen, çocuğun yararına ve yumuşak bir biçimde hareket ettiğini düşünüyorsa, evet. Ne var ki, eğer, güce dayalı disiplin gerçekten çocuğun yararına mı, yani bunun kendi yararına olduğunu çocuk hisseder mi diye sorarsanız, pek hissetmez derim. 5. bölümde (Çocuklar Denetlenmeye Nasıl Tepki Verirler?) çocukların G otoritesiyle baş etmek ve ondan kurtulmak için kullandıkları yöntemleri belgeleyerek göstereceğim. Çocukların cezalandıran disiplini kendi yararlarına olarak algılamadıklarını savunuyorum."

Bu paragraftan anlaşıldığı gibi yazar sorun olarak güce dayalı otorite kullananların yumuşak olmalarını eleştirmiyor aslında. Ya da güce dayalı otorite kullanırken yumuşak olmayı başaramazlar, kendilerini kandırırlar da demiyor. Çocuğun yararına olduğunu düşünerek ve sevgi dolu yaklaşarak güce dayalı otoriteyi yumuşakca kullanmanız imkan dahilindedir diyor.

Ama ister yumuşak olun ister sert, güce dayalı otoriteyi çocuk KENDİ YARARINA OLARAK ALGILAMAZ ve baş etme yöntemleri geliştirir şeklinde farklı bir bakış açısı getiriyor. Kitabın ileriki bölümlerinde de bu savını ispatlıyor.

Yazarın bu tecrübe ve araştırmalarına baktığımda kendimce şöyle bir çıkarım yapıyorum:

Demek ki çocuğun kendi yararına olarak algılamadığı güç kullanımı, çocuğun yararına olamıyor. Çünkü çocuk güçle baş etmeye çalışıyor, bir nevi savaş açıyor. Çocuğun yararı düşünülen bir niyetle güç kullanımına başlansa da, çocuğun tepkileri hedeflenen yarara ulaşılamadığının ispatı oluyor. Bambaşka sorunlarla karşı karşıya kalındığının da tabi.

Yazarın önemli vurgusundan anlayabileceğimiz bir mesaj da; çocuğun yararına bir şey yaparken, çocuğun da yaptığımız şeyi kendi yararına olarak algılamasını sağlamak gerektiği oluyor. Buna her zaman muvaffak olamayız belki ama gayret etmek muhakkak çok şeyin rengini değiştirecektir. Çocuğun yararına olsun diye böyle yapıyorum tabiî ki deyip, bu geçerli nedene dayanarak gerisini çok fazla düşünmemek yerine; çocuğun yararına olsun diye yaptığımızı çocuğa da hissettirmeye, anlatmaya çalışmak elbette daha akla yakın.

Son satırları yazdıktan sonra anne baba olmak ne ince ne zor bir iş diye düşündüm. Evet, anne baba olmak zor iş, ama bu zor işi öğrenmeye çalışırken başka hiçbir işi öğrenirken olmadığı kadar çok şey öğreniyoruz belki de. Ve kendimizi de hiç olmadığı kadar eğitiyoruzdur belki de. İnşallah diyelim, dua edelim, öyle olsun…

* Alıntılar ‘Çocukta İç Disiplin Mi, Dış Disiplin Mi?’ isimli kitaptan yapılmıştır. Dr. Thomas Gordon, Sistem Yayıncılık

Bunlar da hoşunuza gidebilir...