DIŞ DÜNYA

Güzel çocuklar

Anne olduğumdan beri Çanakkale kara savaşlarında toprağa karışan vatan evlatlarına daha çok anne gözüyle bakıyorum. Orada yaşanan herşey çok daha ağır geliyor.

Tek bir insan ne zor, ne emeklerle büyüyor şahidiyiz hepimiz. Onların da her biri bir ananın evladıydı, ciğeriydi.

Savaşın kimi günlerinde, günde 10 bin insanın kanının akmış olması çok ağırıma gidiyor.

1915’te geçilmeyen boğazın Osmanlı devleti savaşta yenik duruma düşünce İngilizler tarafından paşa paşa geçilmiş olması ağırıma gidiyor.

Şehit olan subayların bir çoğunun üniversiteden iyi dereceyle mezun olmuş entellektüeller olması ağırıma gidiyor.

15-16 yaşındaki çocuklardan oluşan liseli bir sınıfın tamamen şehit düşmüş olması ağırıma gidiyor.

Daha bir çok şey ağırıma gidiyor.

Sonra diyorum ki kendi kendime, gitmesin ağırına. Onların yaşıtı, asırdaşı olan insanlar da çoktan öldüler.

Kim daha güzel gitti, şehitler mi diğerleri mi?

Sen şehitlerin birşeyleri ya da hayatlarını kaybettiğini düşünerek, ölü olduğunu düşünerek en büyük hatayı yapıyorsun.

“Allah yolunda öldürülenler hakkında ölü demeyin. Bilakis, onlar diridirler, fakat siz bunun farkında değilsiniz.” Bakara, 154

ayetini unutuyorsun.

Onlar biz öldükten sonra da yaşamaya devam edecek.

Sonra Bediüzzaman’ın yorumunu düşünüyorum.

Bir milyona yakın evliya mertebesinde şühedanın böyle bir takdir-i ilahiyi yaşamasında ‘milletin yağı alınmış ayrana dönmesi’ yorumunu.

Ayranın yağı kıymetli yeridir, çalkalarsın üzerinde birikir ve alır kenara koyarsın.

Hikmet-i ilahiye en kıymetli kısmı almış ve öyle muhafaza etmiş diyorum.

Şerefin en büyüğünü vermiş.

5-10 yıl sonra ülkenin ‘herkes bizim gibi olacak’çılar yüzünden çekeceği acıları görmemelerini de takdir etmiş.

İmanları ve şehadetleri sayesinde yaşadıkları dönemin seçilmişleri olarak bu dünyadan gitmişler.

Gelecekleri güzel. Şu anları da güzel, hangi boyutta ne yapıyorlarsa. Güzel çocuklar onlar.

Bugünün o sancılı, o yetenekli, o herbiri birer ahsen-i takvim potansiyelinde olan fakat ölümden sonraki geleceği karartılan gençlerine üzüldüğünden daha çok üzülme sakın Çanakkale şehitlerine.

Hatta hiç üzülme. Çünkü onların akıbeti belli.

Üzülme istidadın varsa gerçekten ihtiyacı olanlar için kullan ve en başta kendin için üzül akıbetin bilmiyorsun ne olacak.

Ve birşeyler yap.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...