‘Yazdıkların biraz fazla olmamış mı, insanları din düşmanlığı yapmaya sevk etmiş gibi olmamış mısın?’ gibi yorumlar geliyor bana bazen.
Mesela tesettürle ilgili ya da kızlı erkekli konusuyla ilgili.
Cevaben diyorum ki, ben laikliğini vicdanının ve insanlığının önüne geçirmişlerin ya da bugün hava çok bulutlu biraz dine küfretsem rahatlasam kafasındakilerin rahatsızlıklarını dikkate almıyorum ki.
Dine düşman olmak isteyenlerin bahane olarak benim tek bir cümleme ihtiyaçları olduğuna da inanmıyorum.
Çünkü gayet hiç kimseyi rahatsız etmeyecek bir yazıda dahi Allah, iman, ibadet, hac, namaz, İslam kelimelerinden biri geçsin hemen patır patır dökülüp, gerek mailde gerek sosyal medyada takibi bıraktıklarını yıllardır görüyorum.
Bunların dinle ilgili korkuları çok derin, çok karışık. O yüzden kesinlikle sorumluluk hissetmiyorum.
Kimsenin önyargısını ya da antipatisini kırmak da benim görevim değil. Herkesin aklı var iradesi var, kendine özeleştiri niyetiyle bakabilen baksın.
Ayrıca da, sigaradan nefret ettiğini açıkça söyleyebilen fakat faraza bugün dinimiz sigarayı yasaklamış olsa iki eli kanda olsa sigaraya başlayıp inadına içecek olan kafaları ciddiye almamayı öğrendim.
Din yasaklıyor diye içkinin öldürmelerde, tecavüzlerde, kadına şiddette, trafik kazalarındaki etkisini konuşmaya yanaşmayan insanın aklının ve vicdanının özgürleşmesi için sadece dua ederim.
Kendi söyleyeceklerimi kısıtlamam. Onlar birşeye düşman olacak diye kendimi vebal altında hissetmem.
Tam tersi bir uyarıcı ve dost olarak söyleyeceklerimi duyma ihtiyacında olan insanlara karşı vebal ve sorumluluk hissederim. Ya onlar benim karşıma çıkarsa yarın ahirette diye düşünüyorum.
Tesettürle ilgili yazarken, bundan etkilenecek ve hayatında değişiklik yapabilecek, manevî desteğe ihtiyacı olan insanları düşünerek yazıyorum mesela.
Siz de bu kadar korkmayınız lütfen bazı şeylerin telaffuz edilmesinden. Bazıları bunları duymaya alışsınlar.
Eşcinselliği olağan göstermeye çalışan bir köşe yazarını okuduğunuzda, eşcinselliğe daha fazla düşman olmazsınız. Siz ne kadar sevmiyorsanız o kadar sevmiyorsunuzdur zaten. Ama o konunun konuşulmasına alışmış olursunuz artık.
Bir kavmin helakına sebep olan bir mendebur iş rahat rahat konuşulacak ve insanlar buna alışacak da, hayatın emniyetini sağlayan ve kadının ruhunu özgürleştiren tesettür mü konuşulmayacak?
Niye ki?
Tesettürü inandığımız için uyguluyoruz deyip kenara çekilen, hikmetinden ve güzelliğinden söz edemeyen insanlar olduk da ne oldu?
Tesettürün örtmek ve saklamak manasına geldiği unutulmaya başlandı. Başını kapatıp her yerini teşhir edenler mi istersin, çarşaf giydiği halde ağır makyaj yapanlar mı?
Öyleyse yüzümdeki güzelliği ortaya çıkartmaya çalışırım dercesine artık tesettürlüler arasında bile makyaj ne kadar yaygınlaşıyor farkında mısınız?
Ha bir de bunları yazınca birilerini kınamış yargılamış oluyormuşuz. Tesettürden söz edince başı açıklara da günahkar demiş oluyormuşuz falan.
Hayır, şahıslardan kat-ı nazar bir şeyin doğruya mı yoksa kötüye mi daha yakın olduğunu irdelemeye çalışıyoruz.
Birilerini kınamakla suçlanacağız diye bu konuda istikamet nedir, öyle midir böyle mi diye konuşamayacak mıyız yani?
İnsanı yargılarsa kınarsa Rabbim yargılar, kınar. Biz de O neyi kınar, neyi kınamaz bulmak ve öğrenmek yolunda, bir hatırlatıcı bir dost olmaya çalışıyoruz o kadar!
Birilerinin birşeylerden ne kadar rahatsız olacağını çok önemseyenler, yıllarca boğazımıza basanlardan esirgemediğiniz empatiyi benden esirgemeyeceğinizi ümit ediyorum. Lütfen benim rahatsızlığımı da anlar mısınız:
Ben de, tesettürün konuşulmasından müslümanların rahatsız olması gibi bir tuhaflıktan rahatsız oluyorum!