Şiddetli olmadığı ve çocuğun onurunu kırmadığı sürece gerektiği zaman hafif cezalar verilebilir, bunlar sevgi dolu cezalardır diyen eğitimcilerin tavsiyeleri neden faydalı olmuyor acaba? Sevgi dolu ve hafif ceza veriyorsunuz, çocuk iyice yüzsüzleşiyor. Neden? İşte cevap:
“Her şeyden önce, araştırmacılar yumuşak cezanın caydırıcılığının olmadığını görmüşlerdir. Çocuğa hafif ceza uygulayan öğretmen anne/baba çocuğun hiçbir şey olmamış gibi aynı davranışı yinelediğini öfkeyle izlemişlerdir. Şu örneğe bakalım:
Laurie erkek kardeşinin oyuncak kamyonun elinden çekip alınca, annesi eline vurur oyuncağı Laurie?den alıp kardeşine verir. Laurie şaşırır, ama annesinin yüzüne suçlu suçlu bakıp sırıtarak oyuncağı yine kardeşinden alır.
Bu olayda Laurie’nin eline vurulan tokat, onu oyuncağı alma isteğinden vazgeçirecek kadar güçlü değildir. Bu durum annede bir kararsızlık yaratır. Ya Laurie’yi oyuncağı almaktan vazgeçirmek için onu daha şiddetli cezalandıracak ya da Laurie’nin oyuncak kamyonu almasını görmezden gelip bebeğe başka bir oyuncak verecektir. İkinci çözüm bebeği yatıştırır, ama Laurie’ye de küçük bir bedel karşılığında istediğini yapabileceğini öğretir.”
Evet, kitabımızın yazarı Thomas Gordon, bir çok eğitimcinin savunduğu “ceza verin ama şiddetli olmasın” şeklindeki bildik prensibinin yanlışlığını gösteriyor.
Çünkü hafif cezalar:
1. Çocuğu etkilemiyor, davranışından vazgeçirmiyor hatta davranışını daha çok pekiştiriyor.
2. Yetişkin, cezanın hafifi etkili olmuyor biraz daha şiddetlisi lazım diye düşünebiliyor.
3. Aslında hafif ceza vermek niyetiyle işe başlamışken cezayı şiddetlendirerek sonuç almaya çalışıyor. Daha büyük hata yapıyor.
“Laurie’nin annesi burada daha sonraki bölümlerde göstereceğim iki seçeneği kullanabilir. Laurie ile “ben iletisi” göndererek yüzleşebilir (Oyuncak kamyonu elinden alınca kardeşinin mutsuz olduğunu hissedebiliyorum.) Ya da çocukların arasındaki sorunu çözmelerine yardımcı olabilir. (Kitabın 7. bölümünde anlatılan Kaybeden- Yok yöntemi)
Psikologlar Laurie?nin hafifçe cezalandırılmasıyla aslında ödüllendirildiğini söylerler. Çünkü annesinin dikkatini üzerine çekerek ödülünü almıştır. “
Evet bu tespit de ilginç geldi bana, çocuğu hafifçe cezalandırmak aslında onun davranışını ödüllendirmek oluyormuş?
Bir de yine kitapta geçen bu olaya bakalım:
“Steve sınıfın köşesindeki sepetin başında yeni kalemini kalemtraşıyla gürültülü biçimde aça aça minicik bırakır. Bu durum arkadaşlarını da eğlendirir. Öğretmen öfkelenir, sertçe yerine geç der, okuldan sonra cezaya kalacağını söyler. Çocuk hiç istifini bozmadan açılacak bir kaleminin daha olduğunu söyler. Arkadaşları daha çok güler. Öğretmen tehdidini yineler ama bu ceza çocuk için caydırıcı değildir, çünkü arkadaşlarından caydırıcı bir ödül almıştır. Bu çocuklar arasında hafif cezalara verilen yaygın bir tepkidir.”
Yukarıdaki olayla bir kez daha anladığımız gibi, hafif cezalar etkili olmuyormuş Ve bir sonraki yazıda daha iyi anlayacağız ki; hafif cezalar etkili olmadıkları için, etkili gibi görünen şiddetli cezalara kapı açıyormuş.
Bir sonraki yazımız, Cezayı Şiddetlendirmenin Tehlikeleri…
Görüşmek üzere…
* Alıntılar ‘Çocukta Dış Disiplin Mi, İç Disiplin Mi?’ isimli kitaptan yapılmıştır. Dr. Thomas Gordon, Sistem Yayıncılık