Genel

Bebek Beslenmesinde Mitler

Bebek beslenmesiyle emzirmeyle ilgili internet sitelerindeki bazı tavsiyelere bakıyorum da, birileri bizim çocuklarımız gelişemesin büyüyemesin diye yalan yanlış haberler mi üretiyor acaba diye paranoya yapıyorum.

Diyorlar ki, emzirme süresinde önemli olan su içmeniz, sıvı almanız, yediklerinizin miktarı önemli değildir, çok yemeniz sütünüzü arttırmaz.

Yoo, yediklerimin miktarı azaltınca pekala azalıyor benim sütüm. Hem de çok fena.

Bir de şöyle bir laf geliyor devamında: “Yediklerinizin kalitesi önemlidir.”

Tamam yediklerimizin kalitesi önemli, çöp besinler almayalım.

Ama bırakın artık şu “çok yemeniz önemli değil” muhabbetini, miktar da pekala önemli.

Ben zaten bu laflara inanmıyordum da bundan 2 ay önce kilo vermek için yemeği azalttım. Bir gün tartıya çıktığımda gördüğüm rakam fena sarsmıştı çünkü.

Nasıl olsa Elif Zeynep epeyce büyüdü diye düşündüm. 1 ay sonra ek gıdaya geçecekti.

Miktar olarak biraz azalttım yemeyi. Azalttım derken ekmeği 2 küçük dilime indirip, ana yemekleri eskisinin yarısı kadar yemeye başladım. Karbonhidrat olarak bulgur ve pirinç pilavı yemeye devam ettim yine yarıya indirerek, makarna ve diğer hamur işlerini bıraktım. Tatlı zaten pek yemiyordum, tamamen bıraktım.

Sütüm eksilmesin diye de çok kaliteli beslendim. Sebze ve et yedim hep, yeşillikler, meyveler o biçimdi. Su içtim lıkır lıkır.

İlk birkaç gün değişiklik olmadı ama sonra sütüm bir azaldı, bir gitti pıss diye indi sanki.

Çocuk doymamaya başladı, emzirmenin üzerinden daha 1 saat geçmişken bas bas bağırıyordu.

Geceleri beni pek yormayan çocuk saat başı uyanıp emmek istiyordu. İkide bir uyanınca uykuya dalmakta zorlanıyor, huysuz ve stresli oluyordu.

Yok dedim olmayacak böyle. Hamur işi ve makarna hariç herşeyi eskisi gibi bol bol yemeye devam ettim. Bir kaç gün sonra yine normale döndük.

Artık çok yemenin emzirmeye faydası yok diyen insanlara basıyorum cevabı. O sütte, protein yok mu, karbonhidrat yok mu, yağ yok mu, kalsiyum vs. diğer bir sürü mineral vitamin yok mu? Anne yemezse nereden gelecek bunlar süte?

Annenin depolarından falan gelmiyor. 15 kilo kaldı üzerimde bu doğumdan sonra, al sana depo. Ama yemeyince o depolardan çekmedi hiç, azaldı sütüm.

Ek gıdaya geçiş konusunda da acaip mitler var internette.

Yok efendim meyve suyu vermeyin, o kadar çok meyve suyundaki şeker fazla gelir çocuğa.

Ya çocuk zaten bir elmanın suyunun hepsini içmiyor ki ilk başta, içemiyor ki zaten.

Kaşık kaşık veriyorsun alışsın diye.

7-8 aylık olunca da bir elmanın püresinin tamamını bitirecek hale geliyorsa, o elmanın suyunu da içebilir pekala.

Tamam püre olarak yiyebiliyorsa öyle yemesi bence de daha sağlıklı ama suyunu içmek istiyorsa verelim çocuğa ya. 7-8 yaşındakilerin her gün kolaları kafaya dikmesinden daha kötü birşey değil, bir bebeğin meyve suyu içmesi.

Olmadı içimiz rahat etsin diye biraz suyla karıştırırız.

Suyla karıştırın içirin demiyorlar da, vermeyin diyorlar ha. Çok fena şüpheleniyorum mit bunlar.

Bir de aşırı yapılan “yemezse zorlamayın” tavsiyesi var.

Yanlış anlamayın ben de zorlayın demiyorum.

Sadece şu tabloyu gözden kaçırmayalım.

Annelerin birçoğu çocuklar 2 yaşını geçince çocukları yemek için zorlamaya başlıyor. Zorlamasa bile aklı sürekli çocuğun yemesinde içmesinde takılı olarak, yemiyor çok zayıf diye kendini üzerek yaşıyor.

Çocuk ek gıdaya geçtiği sıralarda “yemiyorsa yemesin, zorlamış olmayayım, zayıf olsun sağlıklı olsun” cümlelerini fazla tekrar ettiği için çocuğun beslenmesinin üstüne düşmemiş, o yüzden bu duruma düşmüş olabilirler mi?

Tıpkı benim ilk bebeğimde yaptığım gibi.

Yemezse zorlamayın cümlesi yerine şöyle daha açık şeyler söylenmeli.

“Yemezse zorlamayın ama yesin diye değişik birşeyler yapmak zorlamak değildir. Çocuk yemedi diye hemen vazgeçmeyin. İçine başka birşeyler katın, belki susamıştır çocuk su içtikten sonra yiyecektir. Önce bir su verin. Belki hazırladığınız mama herneyse ekşisi/ tuzu/ şekeri fazla gelmiştir, değişiklik yapın tekrar deneyin. Belki katı gelmiştir biraz sulandırın. Belki siz muzlu muhallebi veriyorsunuzdur o sırada çocuğun canı patates gibi, tarhana çorbası gibi tuzluya yakın birşeyler çekiyordur. Farklı bir alternatif sunun. Velhasıl birşeyler deneyin, çocuğu öğünsüz bırakmayın.”

Tüm bunlarla uğraşmak, onu denemek bunu sunmak kolay mı? Değil.

Ama bence çocuk 2 yaşını geçtikten sonraki o gergin dönemde değişik birşeyler deneyip deneyip sunmaya uğraşmaktan, yedirmek için peşinde koşturmaktan daha kolay.

Ve eğer bebeklikte yeterince kilo aldıysa, 2 yaş sonrası dönemde daha rahat oluyorsunuz çocuğu zorlamamak bakımından.

Kendiniz de rahat oluyorsunuz, çocuğu da rahat bırakıyorsunuz. Bunu da ikinci çocuğumda yaşadım, o yüzden biliyorum. Zaten 2 yaş çocuğu sofrada bizim yediğimiz herşeyi yediği için ekstra birşeyler yapmaya da gerek olmuyor.

Ek gıdaya geçişten sonraki 1-1,5 yıl içinde “aman zorlamıyım rahatlığı” yerine “biraz daha gayret” yanlısıyım yani.

Çok yedirmekten, yedirmeye takık olmaktan değil ama “karın tokluğundan” yanayım.

Karnı iyi doymayan bebek, gece anneyi uyutmuyor gündüz de rahat vermiyor.

Daha ne mitler var bir görseniz. Yok bal ve bildiğimiz şeker vücutta aynı şekilde sindiriliyormuş, çocuklara bir faydası yokmuş (yani balın bir faydası yokmuş!), yok pekmez vermeyin sanıldığı gibi kan yapıcı değilmiş falan filan.

Artık “yuh” demekten başka yapacak birşey kalmıyor.

Yahu doktorlar bile pekmez tavsiye ediyor. Aktarda pekmezli karışım hazırlatıyorsun, demir hapının yapamadığı kadar kan değerlerin düzeliyor.

Balın sindirimi şekere benziyor diye, yüzyıllardır şifa olduğu bilinen bir harikayı da hayatımızdan çıkaralım bari! (Tamam balın 1 yaştan önce bebekler için alerjik olduğunu biliyorum, tabiki 1 yaş sonrasından bahs ediyorum)

Eminim daha çok mitler çıkacak karşımıza, yeni ve çok önemli buluşlarmış gibi. Takılmayalım bunlara, çocuklarımızın beslenmesini onu yedirmeyelim, bunu vermeyelim, şöyle yapmayalım gibi vehimlerle düzenlemeyelim.

Birşeyleri vermeyelim diyorsak, o vermediklerimizin hazır gıdalar olması için uğraşalım bence.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...