Genel

Hayatı Ciddiye Almanın Diğer Adı: Disiplin

Bebekler, hayata gözlerini açar açmaz, yoğun bir öğrenme sürecinin içine girerler. Önce gözlerinin gördüğü zihinlerinin ilk misafirleri olur.

Anne karnındaki öğrenmeye ilave edilecek olan bu öğrenmeler, uyaran çokluğuna, kalitesine ve metoduna göre, değişmeksizin en derinlere kodlanır.

Küçüklükte yapılan zihinsel kayıtlar ve eyleme dökülen müsadeler, her tekrarda sinir sisteminde sinaptik bağ oluşturarak bir alışkanlıklar silsilesinin başlangıcını teşkil ederler.

İleride bizi tanıtan kimlik kartlarımız haline gelecek bu alışkanlıklar, insan olma zemininde ve insanı merkez alarak, akıllıca örgütlenmiş bilgilerle insanı ve dünyayı mamur etmeye yönelik oluşturulursa, çekilecek sıkıntılar en aza iner. Yok eğer tam tersi olursa hayat, normalde düz bir yolda yürümekse, bu durum yolu yokuşa sürmek anlamına gelir.

Her çocuk, yeni oluşan kişilik yapısına, zekâ türlerine, aile atmosferine, ebeveynlerin iletişim tarzı, bilgi ve birikimlerine, sağlıklı olup olmamalarına, hatta ekonomik ve sosyal çevre durumuna göre bir öğrenme süreci yaşar. Bebek kendisini hangi çevre içerisinde bulmuşsa, o çevre şartlarında büyür, gelişir ve etkilenir.

Çocuğun büyüdüğünde sahip olacağı anlayış, tarz ve yaklaşım biçimi çocukluktan itibaren kazanılmaya başlar. Aile bunu kendi inanç biçimlerine ve değerlerine göre yapar. Bunu çocuğa aktarırken, bir öğrenme gerçekleşmektedir.

Çocuğun hayat kalitesi anlamına gelebilecek bu öğrenmeler, önce anne-babanın hayatında yaşanılan bir uygulama olarak görülürse, yani önce hal dili ile mesaj verilirse, 0-6 yaş ve onu takip eden 11 yaşına kadarki süreç içerisinde en kalıcı öğrenme gerçekleşmiş olur.

Çocuğun, kuralları gördüğü ya da kendisine söylendiği halde, bunu kolaylıkla yapabilecek bir alışkanlığa dönüştürmesi zaman alacaktır.

Çocuğa zor gelen ya da bizim konuyu takdim tarzımızdan veya uygunsuz iletişim biçimimizden kaynaklanan direnmeler, yanlış anlamalar hatta inadına tersini yapmalarla karşılaşabiliriz. İşte disiplin tam da burada gereklidir.

Aslında yaptığımız uygulamaları biz ebeveynler olarak ne kadar samimi ve sürekli yaparsak, bunların görülmesi, zaten doğal bir disiplin oluşturmaktadır. Biz disiplin dediğimizde ne yazık ki, olması gerekenin dışında şeyler anlıyor ve çevremizde de onu görüyoruz. Zorlamak, baskı, şiddet, tek taraflı karar verme ve dayatma vb. uygulamalar olarak algıladığımız disiplin tanımının değişmesi gerekiyor. Bunların yanında doğru bir disiplin uygulaması için;

1. Önce güzel ve güçlü bir duygusal bağ oluşturmalıyız.

2. Ne yapmaması gerektiğini değil, ne yapması gerektiğini davranışa vurgu yaparak söylemeliyiz.

3. Sevgi, aşırı duygusallık ve merhamet hisleri, yapmaması gerekeni yaptırmaya, ya da yapması gerekeni yaptırmamaya sebep olmamalı.

4. Eğer bir şey doğru olduğu için onunla ilgili ortak bir karar alınmışsa, hele de herhangi bir şeye zarar verme ya da bir can acıtılması söz konusu ise, asla müsamaha gösterilmemeli, sevgiyle yoğrulmuş cümlelerle onun öyle olması gerektiği söylenmelidir.

5. Evde başka dışarıda başka, babanın yanında başka, o yokken başka davranan bir anne, çocuğuna kalıcı temel insanî alışanlıkları kolay kolay edindiremez. Elbette ortam ve durum değişince tutum ve ifadeler değişebilir fakat bu hassasiyetimizin ve genel tarzımızın dışına çıkmamalı.

6. Disiplin, özellikle sınırları belirlemek ve sorumluluk almak konularıyla çok yakından ilişkilidir. Öğrenme tarzını öğrenip, ona uygun malzemelerle düşünmeye, aklını kullanmaya ve zor gelse de doğruyu yapmaya alıştırılan çocuk; giderek yaptığı iyi şeylerin kendini beslediği güçlü bir güven duygusunun temelini kazanacaktır.

7. Disiplini hayata geçirmede, pozitif ödüllendirme, konu ile ilişkili olarak dozunda mahrumiyetler, yazılı anlaşma (sözleşme), empati yapma becerisi kazandırıp düşünmeye sevk etme, paslaşma, vicdanını kullanmayı öğretme, her doğru davranışın ona ne kazandıracağını anlatma, negatif düşünme yöntemi gibi pek çok yöntem denenebilir. (Doğumdan 21 yirmi bir yaşa sevgiyle disiplin, Kural dışı yayıncılık Fitzhugh Dodson,) Disiplin konusunda bu kitaptan istifade edilebilir.

8. Çocuğumuz yapması gereken davranışı istemeyerek de olsa yaptığında taktir etmeli ve çocuğumuzu tebrik etmeliyiz.

9. Beklentilerimizi çocuklarımızın yaş ve dönem özelliklerine göre belirlemeliyiz. Zihnindeki ideal çocuk tanımına uygun beklenti taşıyan anne-babalar, hem çocuğu zorlar, hem kendisini zorlar, hem de disiplini uygulanamaz hâle getirirler.

10. Disiplin, anne babaların kendilerini yeterli bir ebeveyn olarak hissetmeleri için otorite oluşturma adına bir baskı aracı değildir. Çocuğun ve gencin (aynı zamanda yetişkinlerin) hayatının düzgün gitmesi için, hayat katan detaylar dahil kimseye yük olmadan günlük işlerini düzenli olarak yapmasıdır. Hatta kendisine, çevresindekilere ve topluma değer katan artıları hareket temposuna ilâve etmektir.

11. Kimi zaman zorlanan ve ileri geri zikzak çizen çocuğu suçlamak ve tepki yüklemek yerine, duygularını etkileyen sebepleri araştırıp, motivasyon azaltıcı sebepleri ortadan kaldırarak yeniden başlama coşkusu aşılamalıyız.

12. Disiplini, bugün ve bizim için gerekli bir uygulama olarak takdim etmek yerine, bir işçinin elindeki anahtar ile vidaları-civataları sıkıştırmasına benzetebiliriz. Yani edinilen her tutarlı alışkanlık, bireyi yükseltecek merdiven basamakları gibi hayatta hem yücelten hem yükselten ve hem de işini bilen-sıkı tutan bir kişilik oluşumunu destekleyecektir. Bunu çocuklarımıza anlaşılır bir dille ve örneklerle anlatmalıyız.

13. Çocuklarımız kendilerini çok çok sevip saygı duyduğumuzu fakat, yemekten önce ve sonra ve tuvaletten sonra elleri yıkamadan başka bir şey yapamayacağını ve yatmadan önce dişlerini fırçalamadan yatamayacağını v.b. kuralları uygulamaları gerektiğini bilmeliler.

14. İstediğimiz şeyi anlaşılır bir biçimde gerekçeleriyle anlatmalı ve güçlü bir istek oluşturmalıyız.

15. Disiplin, hayatı düzene koyma işlemidir. Her eşyanın yerli yerine konduğunda insanın gözünün ve gönlünün ferahlayacağı gibi, bizi bekleyen işler de zamanında yapılırsa, kolay olan işlerin birikerek zorlaşması önlenmiş olur. Aynı zamanda insana kalite katan temizlik ve düzen anlayışı kazandırılmış olur. İ

nsanlarla bir arada yaşamayı kolaylaştıran sorumluluklarının bilincinde olma, işi zamanında hatta daha önce bitirme alışkanlığı, işini severek ve coşkuyla yapıp yeni işlere hazır olma performansı, insana zirveleri işaret eden levhalar gibidir.

İşte bütün bunlar, disiplini hayata kattığımızda oluşacak güzelliklerdir.

* Bu yazı Saliha Erdim’in Hanımefendi Dergisi Temmuz 2007 sayısındaki yazısıdır.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...