Bu yaziyi neden yazdigimi bilmiyorum bende bir anneyim(33) 13 yil hareketli ve yogun bir is hayatim oldu yurtici ve yurtdisinda muhendis olarak calistim oglumu 6 ay boyunca goremedigim oldu sadece telefonla gorustum su an 7 yasinda ve bu yil okula basladi ben turkiyeye dondukten sonra buradaki ozel sektor sartlarina ve yapilanmasina uygun calismakta zorlandim takdir goremedigim gibi surekli kiskanclikla onume gecildi ve ben calismayi biraktim. Artik nerdeyse 1 yildir ev hanimiyim bunu soylemekte hep zorluk cekiyorum ve aglayasim geliyor ama rolumu kabullenmek en dogrusu sanirim. Oglum buyuyor ve onunla olmak guzel ama artik ne evde rahatim ne de calisirken yani bir ideal ve hedef sorunu yasiyorum su anlarda. Oglum calisan bir anne istiyor ama ne zaman calismaya baslasam bu sefer onu ihmal ediyorum sevdigim bir is yapayim diye dusunuyorum ama ne yapmaliyim bilmiyorum. Esimin benimle artik gurur duyamayacagini cunku calismadigimi ve uretemedigimi dusundukce daha kotu hissediyorum.beni ne yapiyorsun diye aradiginda artik hep ayni sozlerle cevap verir oldum ya piyano caliyorum ya ev isleri ile ugrasiyorum hayatimda yenilik kalmadi.aslinda sanirim bu bir kimlik bunalimi.
Ulkemin haline uzuluyorum insanimin az gelismisligine her is sektorunde yasanan basitliklere ve sonra diyorumki sikayetcisin ama sen zamanini evde birsey yapmadan geciriyorsun uretemiyorsun. Sozcuklerle ifade edilemeyen cok sey var icimde artik sadece kitap okuyup piyano calmak ve oglum geldiginde sadece onunla ilgilenmek de yetmiyor bana nereye dogru yol aldigimi bilmek istiyorum ama yapamiyorum. Hayat gercekten bir orgu sistemi mi beklemem mi gerekiyor onuda bilmiyorum.
Bloga arastirma yaparken rastgele ulastim ama belki bana birseyler yazabilirsiniz ben sahip olduklarinin kiymetini anlayamayan biriyim bu yuzden de mutsuzum hicbiryere sigamiyorum belki bu yuzden bekletiliyorum kader tarafindan.
Size imrendim dogrusu yazilariniz faydali bilgiler iceriyor ve etkili bir dille anlatmissiniz. Tebrik ederim hayata tutunmus olmaniz ve insanlarimiz icin uretkenliginizden oturu.
F. Hanım, sitede daha önce paylaştığım bu yazıda Prof. Nevzat Tarhan’ın da ifade ettiği gibi, ev hanımı olmanın “bir şey yapmayan/ hep aynı şeyleri yapan/ temizlik yapan/ dedikodu yapan” bir kimlikmiş gibi bizlerin, kadınların beynine kazınması, çok büyük bir psikolojik savaşın sonucu olarak gerçekleşmiş.
Kendimizi çoğu kez işe yaramaz gibi ya da hep aynı durumda, aynı işlerdeyiz gibi hissetmemizde bu psikolojik savaşın etkisi büyük. Psikolojik savaşın temelinde, üstün kültürlerin farklı olan insanları kendilerine benzetmek için onları yozlaştırıp küçülterek karşı tarafta aşağılık ve eksiklik duygusu oluşturmak istemeleri yatıyor. Bu konunun ayrıntısını o yazıda bulabilirsiniz.
Zihnimize işlemiş bu mesajı söküp atmak kolay olmayacak ama elimizden gelecek bir çok şey var. Öncelikle ailenin çok değerli olduğu, ailemiz /çocuğumuz için basit bir yemeği hazırlamanın, hayatımızı devam ettirmek için yaptığımız yer silme işinin bile çok saygıdeğer olduğunu içselleştirmekle başlayacağız. Hayatımızdaki tek üretim yemek yapmak ya da ev işleri olmasın elbette, buna aşağıda değineceğim, ama yemek yapmak bir üretim değil de nedir diye kendimize sorup doğru cevabı her zaman vermemiz gerekiyor..
Okuduğum bazı yazılarda ev hanımlarının yaptıkları işin karşılığını parayla göstermeye çalışıyorlar. İşte bir yerde yemekçi olarak çalışsa şu kadar para, temizlikçi olarak çalışsa şu kadar para, çocuk bakıcısı olarak çalışsa şu kadar para alır bir ev hanımı diyorlar. Toplayınca azımsanmayacak bir rakam çıkıyor, böylece aslında ne kadar da karşılığı olan bir iş yaptıklarını söylüyorlar.
Bu kıyasın iyi niyetle yapıldığını biliyoruz ama ev hanımlarının yaptığı iş için bu kıyasın çok noksan olduğu da açık. Karşılığını hemen değil de uzun vadede alacağınızı bilerek şu andaki bir iş için çaba göstermek, dünyanın en zor erdemlerinden birisidir. Ev hanımları bunu yapıyorlar.
Karşılığını zaman içinde alacaklarını bilerek, çocuğu sıcak yemekle karşılaşmanın sıcaklığını hissettiriyorlar. Sıkılıp bunalsalar da ev işlerini yaparak hayatı idame ettiriyorlar, iki eşin kurduğu ortak hayatın bir tarafına ait yükü özveriyle, emek vererek çekiyorlar. Karşılığında uzun vadede, zorlukları paylaşılmış huzurlu bir hayat bekliyorlar. Birbiri için önemli şeylerini feda edebilen, birbirini seven bir aile olmak için bunu yapıyorlar. Ya da yapamıyorlarsa bile bu beklentilerle yapmalılar diyelim.
Ev işleri ve yemek yapmak bir yana, en önemlisi çocuklara, anneye ihtiyaç duyduğu an gidip bulabilme özgürlüğünü hissettiriyorlar. (Kızım bugünlerde gelip gelip o kadar çok sarılıyor ki bana) Çocuklar için sorulara hemen cevap alabilme fırsatı veriyorlar. Mesela oğlum varlıklarla ilgili öyle sorular soruyor ki bugünlerde, bir bakıcı ya da anneanne babannesi baksa soruları ne kadar cevaplanırdı bilemiyorum. Anne arılar neden insanları sokar söyle bana diye soruyor, ama o kadar meraklı, o kadar dünyanın en ilginç gerçeğini sorar gibi soruyor ki, ona cevap vermek neredeyse tüm annelik duygularımı tatmin ediyor inanır mısınız. Başlıyoruz arılarla ilgili ve diğer hayvanlar niye özellikle bazı şeyleri yaparlar konuşmaya, konu konuyu açıyor 🙂
Bu bakımdan ev hanımlarının en değerli özelliklerinin evde “bulunmak” olduğunu düşünüyorum, özellikle okul öncesi çocuk açısından. Düşen çocuğu teselli etmek için bulunmak, aradığında sarılması için bulunmak, sorusuna cevap vermek için bulunmak, kişiliğinde önemli taşları yerine oturtacak kuralları öğrenmesi için bulunmak, çocuk sıkıldığında bile nasıl kendi başına zaman geçireceğini öğretmek için bulunmak.
Burada konunun mecrasını kaydırmadan önce geçtiğimiz kısmı özetleyelim. Ev işlerimizi yemeklerimizi, verdiğiniz emeğe saygı duyarak, karşılığında uzun vadede göreceğimiz sonuçları hayal ederek, saygıdeğer bir duruşla yapabilmek lazım. Şunu da ekleyelim, bu duruşun etkilerini en başta eşimizde ve ilişkide olduğumuz insanlarda da görürüz. Biz yaptığımız işin değerli olduğunu yansıtırsak hayatın içindeki konumumuzun ve ne beklediğimizin farkında olarak sağlam bir tavırla iletebilirsek, onlar da bu mesajı hayatın her karesinde alırlar. (Ne yazık ki bazı hanımlar bu yansıtma üslubunu biraz da adamın kafasına vurarak söyleyivermek sanıyorlar) Onlar da bir şey yapmadığımızı düşünme, bizi değersiz görme gibi bir hezeyana kapılmazlar.
Gelelim üretkenlik konusuna. Çoktandır sitede ev hanımlarının uğraşları ve hobileri olmalı diye bir yazı yazacaktım yazamadım. Bu yazıda sorunuz vesilesiyle değinelim.
İnsan aynı şeyleri sürekli yapmaktan sıkılır. Bazen sıkıldığımız için hiç bir şey yapmıyor gibi hissediyoruz, bazen hep aynı şeyleri yapıyoruz diye düşünerek ev işlerini değersiz görüyoruz. Aslında bu bir yanılgı. Bizim sıkılmamız yaptığımız işi değersizleştirmiyor, sadece bizim değerini görmemizi engelliyor. Vaktinizi alan iş hep aynıysa ve çoğu vaktinizi alıyorsa, sıkılmamız normal. Ve yukarıda dediğimiz gibi, ev işleri üretim değil de nedir diye kendimize sorarken bir yandan da başka üretimler için zaman ayıralım.
Zihnimdeki ev hanımlığı ideali, ev işlerini çok incelemeden yapıp bitirerek başka şeylere zaman ayırmak şeklinde. Ev işlerini nasıl yetiştiririz, nasıl bitiririzle ilgili Yetişmeyen Ev İşleri ve Yetişmeyen Ev İşleri 2 yazılarını okuyabilirsiniz.
Oğlum 1,5 yaşındayken ben de çoğu vaktimi ev işleriyle geçiren ev hanımlığı durumumdan sıkılmış ve bir şeyler yapma arayışına girmiştim. Çocuk küçük olduğu için en kolayı internette bir şeyler yapmaktı. Eşim yemek blogu aç istersen demişti. Yemek blogları da güzel ama beni daha farklı bir şey mutlu eder sanırım demiştim. Başka insanların çok ihtiyaç duyduğu bir şeyler olsa, ve benim de başkalarıyla iletişime geçeceğim bir şeyler olsa. O sıralarda okuduğum çocuk eğitimi kitaplarından (Thomas Gordon kitapları) çok etkilenmiş ve paylaşma isteği yaşamıştım. İşte dedim, ben bunu yapmalıyım. Çocuk eğitimi ile ilgili bir blog açmalıyım.
Ne istediğimi bulduktan sonra gerisi geldi, bugün beni gerçekten çok tatmin eden bir noktaya geldik şükürler olsun. İnsanın böyle sevdiği bir uğraşının olması hayatını değiştiriyor. Ve bence şunlara sebep oluyor:
– Hedefler koymasına sebep oluyor, şunu şunu yapacağım diye sürekli daha ileri bir noktanın hayaliyle yaşıyorsunuz. Bu da motivasyon, olumlu heyecan gibi bir çok pozitif duygu demek zaten.
– Ataleti kaldırıyor; iki küçük çocuk evde çalışan bir eşle böyle bir yazıyı sakin kafayla yazmam imkansız olduğundan, size bu cevabı yazmak için sabah 4’te kalktım. Site için yazdığım çoğu yazıyı sabahları erken kalkıp yazıyorum. Önceleri böyle bir hayat tarzından bahs etmek benim için inanılmazdı, bırakın geceyi gündüzleri bile aklıma estikçe uyurdum tembellikten. Ama sevdiğiniz bir uğraşınız olursa seve seve uykusuz kalıyorsunuz. (Uykuyu azaltmada Erdal Demirkıran’ın Sadece Aptallar 8 saat uyur kitabından çok etkilendiğimi, ve o kitapta yazanları aklımdan hiç çıkaramadığımı da söylemem lazım tabi)
– Ev işleriniz de daha düzenli oluyor. işlerinizi ona göre planlıyorsunuz; severek yapacağınız bir uğraşınız olursa, ev işleriniz de daha programlı ve rutin işliyor.
– Kendinizi üretken hissediyorsunuz; yeni bir şeyler ortaya çıkarmak eşsiz bir duygu.
Her kadının ilgi alanı farklı, ben elde yapılan ince işlerden hiç anlamam. Daha doğrusu elde yapılan hiçbir iş benim için ilerleyebileceğim ve oraya yeni bir şeyler çıkarabileceğim bir uğraş olmaz. Ama kimisi bu noktada çok beceriklidir. Birkaç gün önce ziyaretime gelen bir arkadaşım ebru kursuna gidiyor ve epey ilerlemiş. Çalışmalarına baktım hiç bana göre değil diye düşündüm ama seven ve yapabilecek olanlar için ne kadar verimli ve iç açıcı bir uğraş. Kendinizi geliştirince yaptığınız eserleri satıyorsunuz da. Bazı yapılar için de benim gibi uzun yazılar yazmak, ne dediğini anlatmaya çalışmak sıkıcı ve asla yapmak istemeyecekleri bir şeydir.
Yapılabilecek şeylere de kısaca değinelim. Unutmamamız gereken en önemli şey, seçtiğiniz uğraşın yeni bir şeyler ortaya çıkarabildiğiniz, elle tutulur gözle görülür somut bir şeyler üretmeye elverişli olması. Çünkü ev hanımlarının psikolojileri yaptıkları iş gözle görülmediği için, karşılığı uzun vadeli olduğu için bozuluyor biraz. Bu yüzden hobi olarak hemen ortaya çıkarabileceği, işte bunu ben yaptım diyebileceği ve bir anlamda başkalarına da gösterip paylaşabileceği bir şeyler yapması gerekiyor.
– El sanatları, (Ahşap boyama, cam boyama, halıdokuma, takı tasarımı, seramik gibi) el işleri (kırkyama, örgü, kurdele nakışı, son zamanların moda uğraşı amigurumi gibi), fotoğrafçılık gibi uğraşlardan ilginizi çekeni seçebilirsiniz.
Birkaç örnek verecek olursak http://dikissepeti.blogspot.com (harika şeyler ortaya çıkaran, kumaşlar, iğneler, düğmelerle yapılan her şeyi bana sevdiren anne.), http://orguoyuncaklar.blogspot.com (amigurimi denilen örgü tarzıyla çok şirin oyuncaklar ören bir anne. Özellikle de sünger bob, patrick, eagle peggle gibi olanlar.)
Böyle bir şeyin kendilerini tatmin edeceğini düşünen anneler böyle bloglar hazırlayabilirler.
– Ayrıca internet aracılığıyla yapılabilecek bir çok şey var. Birçok annenin annelik birikimlerini ve yaşadıklarını paylaştığı anne-çocuk temalı bloglar var. Benim en çok takip ettiğim ve sitede de bazen yazılarını paylaştığım www.pratikanne.com
Özlem ve Fulya isimli iki sıcak annenin hazırladığı ve daha çok çocuklar için yaptıkları şeyleri paylaştıkları www.cocuklacocuk.com sitesini de sürekli takip ediyorum.
Bence çocuklarla yapılan faaliyetlerin paylaşıldığı sitelere çok ihtiyaç var. Bu tür yabancı blog ve site çok fazla ama Türkçe site çok az.
Bebek ve çocuk beslenmesinde ciddi bir site olan www.bebegimneyesin.com da, hazır gıdalar ve katkı maddeleri konusunda hassas bir annenin paylaştığı güzel tarifleri içeriyor.
– Eğer eğitimini aldığınız veya uzmanı olduğunuz bir alan varsa, ve o alanla ilgili severek yapacağınız bir şeyler varsa bilgilerinizi bir sitede paylaşabilirsiniz. Tavsiyeler verebilir, makaleler yazabilirsiniz.
İnternet uğraşlarında başarı elde etmek için, içeriğinizi düzenli güncellemeniz, ciddi içerikler girmeniz, ve sitenizin tanıtımını doğru yapmanız önemli.
Yukarıda benim değinmediğim aklıma gelmeyen bir çok uğraş da var elbette. Seçim konusu sizin kendinizi tanımanıza, neye ihtiyaç hissettiğinize, sizi neyin mutlu edeceğini belirlemenize bağlı.
Şimdilik yazacaklarım bu kadar sanırım. Son kısmı özetlersek, her ev hanımının özellikle de annelerin, boş zamanları olduğunda değil özellikle vakit ayırdıkları bir uğraşları hobileri olmalı dedik. Ve bu uğraş somut eserler ortaya çıkarabildiğiniz, işte bunu ben yaptım diyebileceğiniz şeyler olmalı.
Umarım yardımcı olabilmişimdir.
Bir de F. Hanım, içinde bulunduğunuz duygusal süreci biraz atlattıktan sonra size kesinlikle 2. bir bebek tavsiye ederim. Kadın yapısını en çok en mutlu eden şeyin bebek sahibi olmak olduğu kanıtlanmış bir gerçek. Hem ilk çocuğunuzda çalıştığınız için göremediğimiz bir çok dönemi 2. bebeğinizde görebilir, her büyüme anına tanık olabilirsiniz. Dilediğiniz gibi bebeğinizle ilgilenebilirsiniz.
Tüm annelere sevgilerimle…