Genel

1. Disiplini Tarif Etmek

Son okuduğum “Çocukta İç Disiplin mi, Dış Disiplin mi?” (Dr. Thomas Gordon) kitabından başlıyorum. Kitaptan yaptığım alıntıları tırnak içinde yazdım.

Disiplin konusu, merakımı uyandıran ama zihnimde çok belirsiz ve karmaşık bir konu olarak duruyordu. Okuyacağım çocuk eğitimi kitaplarını seçerken bu kitabın çok ilgimi çekmesinin sebebi de buydu sanırım. Okuduktan sonra da, bu kitapta yazanlardan herkesin haberdar olsa keşke diye geçirdim. O zaman blog fikri aklımda yoktu tabi. Umarım bu kitaptan alacağımız notlardan sonra kitabı okur ve herkesin haberdar olması gerektiği konusundaki hislerimi paylaşırsınız.

Bizim ülkemizde disiplin konusu, dünyada, özellikle de batıda olduğu kadar hararetli tartışılmıyor. Bu durum, disiplin sorunun olmadığını mı yoksa insanların sorunun farkında olmadığını mı gösterir bilmiyorum. Ama son günlerde “okullardaki şiddet olayları” başlığıyla medyada duyduğumuz olaylar devam ederse, bizim ülkemizde de ciddi olarak tartışılmaya başlanacak gibi görünüyor.

Kitabın başında “Aklı başında bir tartışma istiyorsanız terimlerinizi tanımlayın cümlesi yer alıyor. “Disiplini tartışanların bu terimin tanımını yapmadıklarını ve bu nedenle tartışmalarının pek çok yanlış anlamayla sonuçlandığını biliyorum.

Bu tesbit bana da çok önemli geldiği için disiplini tanımlayarak başlamak istiyorum. Biz anne babalar olarak disiplini pek tartışmasak bile, disiplin derken neyi kastettiğimizi, neyi savunduğumuzu iyi bilmemiz gerekiyor. Yoksa disipline edelim derken işleri iyice karıştırabiliriz.

Kitapta öncelikle isim ve yüklem farkına dikkat çekilerek disiplin tanımlanmış:

Disiplinin isim olarak kullanılışında pek tartışma çıkmaz, herkes ondan yanadır. Sözcük düzeni işbirliğini, kuralları tanıyıp onlara uymayı ve başkalarının haklarına saygı göstermeyi akla getirir.

Disiplinin isim olarak kullanılmasından, disiplinin bir sonuç olarak elde edilmiş halini anlayabiliriz. Ben bunu disiplin denilince beklenilen haller olarak zihnimde canlandırıyorum. Bu haller; düzen, toplum kurallarına saygı, başkalarının haklarına riayet, işbirliği, uyum gibi şeylerdir.

Evladından bunları beklemeyen anne baba sanırım yoktur. Yani her anne babanın sağlanmış bir disiplinden anladığı, diğer tabirle disiplinin isim halini kullanırken kastettikleri şey aynı oluyor. Bu konuda tartışan anne babaya rastlayamazsınız. Disiplinin isim haline örnek olarak “okulda disiplin, evde disiplin, takımda disiplin” tabirlerini verebiliriz. Akla sağlanmış bir düzen, uyum gibi kavramları getiriyor.

Ancak sözcük fiil hale dönüşünce durum biraz değişiyor:

Random Hause Sözlüğüne göre disiplin altına almak eğitim vererek ve denetim altında tutarak boyun eğdirmek ve düzene sokmak ya da cezalandırmak, düzeltmek, dayakla yola getirmek anlamına geliyor

Disiplinle ilgili yapılan tartışmalarda, evde ve okulda disiplin sağlamanın tek yolunun, ana-baba ve öğretmenlerin çocukları denetim altında tutmaları, cezalandırmaları ve dayakla yola getirmeleri olduğu üzerinde durulur.

Demek ki, disiplinle ilgili tartışmalarda tartışılan konu, “disiplinin nasıl sağlanacağı” konusu oluyor. Yoksa sağlanmış bir disiplinden ne beklendiği değil. Konu “disipline etmek” olunca, yani sözcük fiil hale döndüğünde herkes aynı noktada birleşemiyor. Disipline etmenin nasıl olacağı, istenilen sonuçlara ulaşmak için hangi yolların izleneceği tartışılıyor.

Fiil hale örnek: “Öğretmen derste konuşan çocukları dersten sonra okulda tutarak disipline soktu.

Çocuklar evde disipline sokulmazlarsa öğretmenlerin başına dert olurlar.

Bu isim ve yüklem farkı bana çok önemli geldi. Anne babaların ve öğretmenlerin bu ayrımı bellemeleri lazım diye düşündüm. Bu ayrım bilinmezse, ortaya çıkması muhtemel karmaşalardan aklıma gelen bir tanesi şu:

Bir öğretmen öğrenciler hakkında diyor ki: “Onlardan saygı bekliyoruz, bize saygı göstermeliler, söylediklerimizi dikkate almalılar, bize karşı gelmelerine göz yumarsak işler iyice çığrından çıkar, hadlerini bildirmeliyiz”

İlk aklıma gelen bu örnekte, öğretmenin saygı bekliyoruz demesi ve söylediklerinin dikkate alınmasını istemesi disiplinin isim halinin ta kendisidir. Yani sonuç olarak elde edilmiş bir “disiplin”den bahsediyor. Bu konuda herkes onunla hemfikirdir. Ancak “bize karşı gelmelerine göz yumarsak işler iyice çığrından çıkar, hadlerini bildirmeliyiz” dediği an, disipline etmek üzerinde yani fiil hali üzerinde konuşmaya başlıyor. Bu konuda herkes ona katılmayabilir. İlk başta istenilen sonuçtan bahsederken (saygı), daha sonra yöntemden (şiddet) bahsetmeye başladığı dikkatinizi çekmiştir. Aslında aynı şeyden bahsediyor gibi görünüyor ama değil.

Bu öğretmene karşı çıkan birisi “Sen öğrenciler üzerinde şiddet kullanmaktan bahsediyorsun, bunu asla yapmamalıyız” dediğinde, öğretmenin “öğrencilerden saygı bekleme”sine karşı çıkmış olmaz. Ancak öğretmen disiplinin şiddet kullanmadan sağlanamayacağını düşünüyor olabilir. Dolayısıyla öğretmen, öğrencilerden saygı beklenmesi konusunda, şiddete karşı çıkan kişiyle hemfikir olmadıklarını zannedebilir. Ve onunla öğrencilerden saygı beklenmesi konusunda tartışmaya başlar. Devamında bunun gibi bir sürü yanlış anlama olabilir.

Halbuki yukarıdaki gibi bir ayrım yapılınca, “öğrencilerin saygı göstermesinin gerekip gerekmediği” konusunda değil, “o saygıyı göstermeleri için nasıl disipline edilmeleri gerektiği” konusunda uzlaşmaya çalışacaklardır.

Size de önemli gelmiştir umarım. Bana bu isim ve fiil farkı konusu çok önemli geldi. Bir sonraki yazıda devam etmek üzere sözü burada kesiyorum..

* Alıntılar Çocukta İç Disiplin Mi, Dış Disiplin Mi?” isimli kitaptan yapılmıştır. Dr. Thomas Gordon, Sistem Yayıncılık

Bunlar da hoşunuza gidebilir...