Anne babaların yanlış tutumları sonucunda bir gencin ya da yetişkinin ne denli acı yaşayabileceğini, hayatın içinde ne denli zorlanabileceğini anlatan bir yazı:
Şaşırmış bir çift sözün savurmasıyla düştüm bu çukura. Oysa, o sözün anlamına tutunup yükseklere çıkabilirdim, eğer cümle doğru kurulmuş olsaydı.
Kendime dışarıdan baktım bugün
Hayatın cümlesinde ben bir kelimeyim. Benim gibi nice kelimeler, kendi içindeki anlamı cümleye taşıyarak bir anlamlar bütünü oluşturur. Her bir harf anlam parçacığıdır ve sorumluluk taşır yan yana olduklarına ve kendisine karşı.
Kendime dışarıdan baktım bugün.
Benim durumumda olup ta benim yapamadıklarımı yapanlara gıpta ettim hep. Annem babam, benim beceriksiz olduğumu, başkaları gibi başarılı olamayacağımı sürekli söylediler. Onlara inandım ve pek çok şeyi hiç denemedim. Denemeye çalıştıklarımı da beğenmeyip elimden aldılar. Kendimin yetersiz olduğuna inandırıldım.
Kendime dışarıdan baktım bugün.
Yapmak istediklerimi başkalarından yardım alarak yapmaya çalıştım. Çünkü kendi işimi yapmaya alıştırılmamıştım ki. Her zaman herkesten yardım alamayacağım için, yapılacakların çoğu yapılamadan kaldı. Ve ben kendimi hep birilerine muhtaç hissettim. Birileri yanımda oldukça ve elimden tuttukça varlık gösterebildim.
Kendime dışarıdan baktım bugün.
Ne güzel hayallerim düşüncelerim vardı. “Bunlarda ne!” dediler, “bize göre gereksiz” dediler. Ben onlar değildim ki, onlar kendilerine göre olanı ancak kendileri için uygulayabilirlerdi. Beni desteklemediler vazgeçirdiler, benim ben olmamı, gelişmemi engellediler. Ne yazık ki, ben bunu yeni yeni anlıyorum.
Kendime dışarıdan baktım bugün.
Hiçbir istek kalmamış içimde. Kendim için istemeyi, talep etmeyi unutmuşum ve gerektiğinde tepki göstermeyi de. Çünkü isteklerim sürekli “hayır”la karşılandı. Giderek istememeye de alıştım ve “siz nasıl uygun görürseniz öyle olsun” demeye başladım. Onlar kendilerine göre düşünüp taktir ettiler. Taktirlerini kendi pencerelerinden bakarak belirledikleri için beni yetersiz bıraktı.
Kendime dışarıdan baktım bugün.
Yapamazsın deyip elimden aldıklarını yapmama izin verselerdi, tecrübe sarayı kurardım. Her şeyi bildiklerini düşünen büyükler elimden alıp yaptılar, biz çocuklara siz bilmezsiniz dediler, bilmemize izin vermediklerini bilemeden büyüdük, sonra da hadi bilin ve yapın dediler. Denememize izin vermediklerini başarmamızı istediler. Bu işin böyle yapılmayacağını bir türlü bilemediler. Fakat ben artık biliyorum.
Kendime dışarıdan baktım bugün.
Büyüklük ve iyilik yaptıklarını zannetti anne-babalar, bizim yerimize düşünüp kararlar aldıkça. Sonra da bizi öğretmedikleri şeyden sorumlu tuttular, aradıklarını bulamayınca da düşüncesiz dediler ve fakat düşünmeyi öğretmediklerini hâlâ anlayamadılar.
Kendime dışarıdan baktım bugün.
Çevremdekiler hep bir şeyler istedi benden. Bunlar gerekli yap dediler. Zorlansam da yerine getirdim. İyi olur sandım. Ben olurum sandım. Oysa başkalarının istekleri hiç bitmiyordu ve onları yapmaktan bir türlü kendi istek ve ihtiyaçlarıma sıra getirememiştim. Başkaları için attığım her adım, kendimle aramı açtı. Kendimden uzaklaştım, kendimden soğudum. Kimse bana, kendim içinde bir şeyler yapmam gerektiğini söylemedi. Şimdi kendime yabancıyım.
Kendime dışarıdan baktım bugün.
Acı ile dolu gönlüm. Baktıkça kendime, bir silgi ile silesim geliyor, kendim için zihnime yazdıklarımı. Onlar, “Ben yapamam”, “ben de kimim ki”, “ben yetersizim”, “beceriksizim”, “kimse beni sevmiyor”, “ben bir işe yaramam”, “kendimi sevmiyorum” gibi sözlerdi. Keşke büyükler böyle inanmamı sağlayacak şekilde konuşmasalardı. Ayaklarımı bağlayan zincirler gibi bu sözler, beni ilerletmiyorlar, acı çekiyorum.
Kendime dışarıdan baktım bugün.
Aklını bilgi ile öne geçirenin öne geçtiğini gördüm. Aklımı büyütecek sorularımı cevaplamadılar, terslediler. Yapacağım her şeyi engellediler mutsuz oldum. Öğrenme isteğim cüce kaldı, büyümedi. Az bilen az düşünür, az düşünen çok konuşur ve az şey yapar. Peki hiç bir şey yapmayan nasıl gelişir de yetişkin olur? Boyum büyüdükçe adam oluyorum sandılar, içi boş olanın kalıbı adama benzese de adam olamayacağını anlamadılar. Yetişememiş yetişkinim şimdi. Dışarıdan bu fotoğraf böyle okunuyor.
Kendime dışarıdan baktım bugün.
Aşağılama ayağı ile üzerine basılanlar, ezilmiş olmalarının ve gelişememişliklerinin kompleksiyle, faturayı benim gibileri ezerek bizlere ödetmeye çalıştılar. Gördüm ki çok ezilmişim. Eğer ezmek ve aşağılamak yerine, elimizden sevgiyle tutup ne yapacağımızı ve nasıl yapacağımızı gösterselerdi, benim gibi pek çok kişi şimdi dimdik, onurla ve güvenle hayatta aktif olabilirdi.
Kendime dışarıdan baktım bugün.
Kendimi anladım bugün. Ayrıca, bana ve benim gibilere neler yapıldığını da. Akıl büyük bir nimetmiş. Göz, bilginin gösterdiğini görürmüş. Bilgisiz akıl da göz de sevgi de yanlışa gitmeye meyilliymiş. İnsanın düşünmesi, kendisi olarak gelişmesi ve hayatta aktif olması çok önemliymiş. Kendisi olabilmek; mutlu olmanın, coşkulu olmanın, severek yapmanın ve yaşamanın temeliymiş.
Şimdi kendime geri dönüp, yarım bıraktığım yerden içimdeki yolculuğa yeniden başlayacağım. Önce özgün ve yeterli bir ben olup, sonra kendimin dışına çıkacağım. Yapabildiklerime şükür edeceğiim.
Bütünün içindeki yerimi gördüm. Hiç kimseyi beklemeden artık kendimi, seviyor, güveniyor ve inanıyorum. Tokalaştım kendimle ve aferin sana dedim. Hayattasın, düşünebiliyorsun ve gayretin var. Korkma dedim ve kendime eşlik ettim. Şimdiye kadar kendime destek olamamıştım, artık oluyorum….
Saliha Erdim
29.08.2008