– “Sert mi yoksa hoşgörülü mü olma sorusu sosyal bilimcilerin “sahte sorun” dedikleri şeydir. Bu aslında açık bir “ya o/ ya o” düşüncesidir. İki liderlik biçimi arasında seçim yapmaya gerek olmadığını anlayan anababa ve öğretmenlere çok seyrek rastlıyorum. Sertlik yumuşaklık ölçeğinin iki ucunda olmaktan başka bir seçeneğin olduğu pek bilinmiyor.”
– “Çoğunuza bir kurtarıcı gibi gelebilecek üçüncü seçenek ne otoriter ne hoşgörülü, ne sert ne de yumuşak olmaktır. Bunun anlamı ölçeğin ortalarında olmak, biraz sert biraz yumuşak olmak mıdır? Hayır, öyle değil. Seçenek ölçeğe vurulmamaktır! İster evde ister sınıfta olsun otoriter liderlik, denetimin yetişkinlerde olması; hoşgörülü liderlik, denetimin küçüklerin ellerine bırakılması anlamına gelir. Otoriter anne babalar ve öğretmenler çocukları denetler ve yönetir; hoşgörülü olanlar çocukların denetlemesine ve yönetmesine izin verir. (Ör: Bizim çocukların dediği dediktir.) Hoşgörülü olanların sayısı çok azdır. Onlar denetlemez ve yönetmezler. Böyle hoşgörülü öğretmenlerin sınıfları gürültülüdür, çocuklar kural ve sınır tanımazlar. Hiçbir anababa ve öğretmen kuralsız hoşgörünün neden olduğu karışıklıktan mutlu değildir. Hepsi acı çeker. Çocuklar da bundan hoşlanmazlar”
– “Gençlerin çoğunun yetişkinlerin hoşgörüsünden rahatsız oldukları bir gerçektir. Kendi istediklerini yapmaktan suçluluk duyarlar. Sevilip sevilmediklerinden emin olamazlar, çünkü düşüncesiz davranışlarının kendilerini sevimsizleştirdiğini bilirler.”
– “Kitabın ana fikri, hem otoriter hem de hoşgörülü yetişkinler için çocuklarla baş edebilecekleri çok daha kolay bir yol, geçerli ve etkili bir seçenek olduğudur. İleriki bölümlerde bununla ilgili yöntem ve becerileri anlatacağım. Değişimi gerçekleştirmek zor değildir. Yetişkinlerin yapacakları tek şey birkaç yeni yöntem ve beceriyi öğrenmeye istekli olmaktır”
– “Eğer gençler yetişkinlerin güç kullanmasını istiyor, ona saygı ya da gereksinim duyuyorsa, neden onu kullanan yetişkinlere saygı duymuyor ve karşı geliyorlar?”
– 1. Uzmanlığa Dayalı Otorite: (U Otoritesi)
Bu tür otorite, kişinin bir konudaki bilgisinden, eğitiminden, becerisinden, deneyiminden gelir. “Medeni hukukta otoritedir.” “Otorite olarak konuşuyor” Buna (U) Uzmanlık otoritesi diyelim.
– 2. Ünvana Dayalı İş Otoritesi: (İ Otoritesi)
Kişinin görev ve sorumluluklarını belirleyen ve “üzerinde fikir birliğine varılmış”, karşılıklı anlaşılmış iş tanımına dayanır. Pilotun yolcular üzerinde bu tür otoritesi vardır. Toplantıyı yöneten başkana toplantıyı açıp kapama yetkisi verilir. Polisin hız limitini aşan sürücülere ceza kesme yetkisi vardır. Öğretmen öğrencilerine kitaplarını açtırıp okutabilir. Buna (İ) İş otoritesi diyeceğiz. Yasallaştırılmış otorite de denebilir.
– 3. Sözlü Anlaşmalara Dayalı Otorite: ( A Otoritesi)
İnsanların gündelik ilişkilerinde yaptıkları sözlü anlaşmalardan gelir. Örneğin arkadaşımla belli bir saatte bir yerde buluşmak üzere anlaşırız. Buluşma saatine kadar evde yapmayı planladığım işleri bitiremesem de, söz verdiğim için işerimi bitirmeden çıkarım, ve vaktinde buluşma yerinde olurum. Verdiğim sözün planlarımı erteletecek bir ağırlığı vardır.
– 4. Güce Dayalı Otorite: ( G Otoritesi)
Bu otorite kişinin bir başka kişi üzerindeki gücünden gelir. Buna G (güç) otoritesi diyorum. Ana babaların ve öğretmenlerin otoritelerini kullanmaları gerektiğinden, çocukların otoriteye “saygısından” evde ve okulda “otoritenin kalmadığından”, çocukların otoriteye uymaları isteğinden, günümüzde çocukların “otoriteye karşı geldiğinden” söz edildiğinde, hep bu otorite akla gelir. Kurumlardaki “otorite hiyerarşisi”nden söz edilince de G otoritesini anlatmak isteriz.
– “Çocuklar G otoritesine saygı gösterir mi? Gösterdiklerini sanmıyorum. İstediğim şeyleri bana yaptırmak için baskı yapan ve güç kullanan öğretmenlere saygı duyduğumu hiç anımsamıyorum. Kendisine sürekli güce dayalı ceza veren ya da vermekle tehdit eden bir yetişkin için iyi düşünen bir genci henüz tanımadım. Çocuklar da yetişkinler gibi güç kullanan kişilerden korkarlar, ama onlara saygı duymazlar. Yoksa neden onlara karşılık versinler, dirensinler, onlardan uzaklaşsınlar, onlara yalan söylesinler ve onlardan nefret etsinler. Yetişkinlerin tüm bunları gençlik deneyimlerinden bildiğini düşünüyorum.”
* Alıntılar ‘Çocukta Dış Disiplin Mi, İç Disiplin Mi?’ isimli kitaptan yapılmıştır. Dr. Thomas Gordon, Sistem Yayıncılık