Çok sevdiğim bir kardeşim aradı. Endişeliydi; oğlunun bazı yalanlarını yakalamıştı. Yalanın ”y” sinin yol bulup giremediği evlerinde bu durum paniğe yol açmıştı. Harika bir ailesi, dünya tatlısı iki çocuğu var. Ailece toplu kitap okuma falan yaparlar. Televizyonun giremediği evlerden biri.
Böyle bir durumda geriye sarmak lazım. Hangi durumda yalan söylüyor?
Öğretmen toplantıya çağırıyormuş. Bizim oğlan da ”duymadım” deyip ailesine bildirmiyormuş. Demek ailesi ile öğretmeni görüştürmek istemiyor. Öyle ise neden? Cevap çok basit, ayni zamanda çok trajik: Oraya taşındıkları ilk sene evlatçık az buçuk uyum sorunu yaşıyor. Baba da anne de derslerini eni konu destekliyor. Ama bir türlü öğretmene beğendiremiyorlar. Hep söylediği ”daha iyi olabilir..”
Bazı öğretmenler ”daha iyi olabilirsin” diyerek çocukları teşvik edebileceklerini zannediyorlar. Oysa bu düpedüz; ”yeterince iyi değilsin” demektir. Arkasından gelsin yılgınlık..
Çocuğunuz ilk okula giderken şansınız yaver gitmemiş de hırslı, başarılı ve meşhur bir öğretmenin eline düşmüşseniz vay halinize!..Asla memnun edemezsiniz. Siz ve çocuğunuz hep daha fazla, daha fazla çalışmalısınız. Anneler bu noktada hemen öğretmenlerin gazına gelip, karne kendilerine veriliyor zehabına kapılıyorlar ve çocuklarını yeterince sıkboğaz etmezlerse başarısız ve sorumsuz bulunacaklarından korkuyorlar.
Sanki matah bir eğitim sistemimiz var. Sanki üç almakla beş almak arasında ”olmakla olmamak” derecesinde büyük fark var. Sanki okul basarisi eşittir hayat basarisi, dahası sanki başarılı olmak her şeydir!.. Çocuk ile ailenin arası açılmış mı, çocuk ailesi ile birlikte olmaktan kaçar olmuş mu, istemediği durumlardan kurtulmak için yalan söylemeye başlamış mı, kimin umrunda?
Zaten iş bu mecraya dökülünce çocuk için ders çalışmak, çalıştırmak; annenin sorumluluğunda olan, kendi dışında, dolayısı ile ne kadar kaytarabilse kar olan bir durum haline geliyor.
Bazı öğretmenlerin tutumlarına bakarak düşünmeden edemiyorum: Acaba öğretmen yetiştiren kurumlarda ” çocukları okuldan ve öğrenmekten soğutma pratiği” diye seçmeli bir ders mi var?
Şeyma Gür