Genel

Oğlum Kardeşi Sayesinde Neler Öğrendi?

Ne zamandır yazmak istiyordum kardeş olmanın -ya da ağabey olmak da diyebilirsiniz-, oğluma kazandırdığı şeyleri.

1. Paylaşmayı öğrendi. Başlarda hiç yanaşmazdı ama sonraları arabalarının bazılarını, çubuk krakerlerini bebeğe vermeye başladı. Artık oğluma yiyecek bir şey versem, bebek de istiyor diye daha yemeye başlamadan önce bebek için de istiyor. Su içtiğinde bebek de su istiyor ona da ver diyor.

Kendi ihtiyaçlarının başka birinin de ihtiyaçları olduğunu, onun için de istemeyi öğrendi; gerekince de onunla paylaşmayı öğrendi.

2. Birisi uyurken sessiz olmayı öğrendi. Çiş yapmaya banyoya gittiğimizde yanda yatak odasında bebek uyuyorsa sessiz konuşuyoruz, bazen ben söylemeden sessiz konuşuyor, o şirin halini yiyesim geliyor. Kardeşi olmayan çocuklara misairlikte biraz sessiz olabilir misiniz dediğimde ne demek istiyorsun der gibi bakmaları garibime gitmeye başladı.

Oğlum sessiz olmakla aslında başka birinin rahatsız olmaması için incelik göstermeyi öğrendi.

3. Kardeşinin canını yaktığında özür dileyerek özür dilemeyi öğrendi. Bizden de özür dilemeye başladı zaman zaman.

Oğluma zorla özür dilettirmedim hiç, sadece özür dilemen gerekiyor istiyorsan dile dedim. Yanlış yaptığında özür dilemenin kişinin kendisine kaldığını anlayınca, özür dilemesi gereken zamanları kendisi hissetti ve buldu.

Ve kendi insiyatifiyle özür dileyerek, özür dilemenin insanı rahatlattığını öğrendi.

4. Barışmayı öğrendi.

Kardeşine zarar verdiği zaman kızıyorum ve aniden çatışma yaşanıyor. O bir şey söylüyor ben bir şey söylüyorum. (Zarar verme durumlarında çok tutarlı bir siyaset geliştiremedim, bazen öyle bazen böyle davranıyorum sanırım o sıradaki moralime göre.) Ama mutlaka bir çatışma yaşanıyor. Herkesin canı sıkılıyor. Bebek canı yandığı için zaten ağlıyor, benim bebeğe ilgi göstermem üzerine oğlum da çoğunlukla ağlıyor. Olayı konuştuktan sonra şöyle toparlıyoruz:

?Oğlum ben seni çok seviyorum, bebeği de seviyorum. Birbirinize zarar vermenize izin veremem. Sana bu yüzden kızdım, yine yaparsan yine kızarım. Ama şimdi barışalım? diyorum. Oğlumun yüzü gülüyor, el sıkışıp barışıyoruz, öpüşüyoruz. Oğlum seni çok seviyom diyor.

Oğlum, kavga etsek bile yüzleştikten sonra barışmayı öğrendi. Böylece çocukların adeti olan bir olay yüzünden uzun süre mızıldanma tavrından da uzaklaştık. Barışmayınca olayın kızgınlığıyla bebeğe yine zarar vermek isterdi. Barışınca iş tatlıya bağlanıyor, oyuna devam ediliyor.

Barışmayı sadece oğlumun zarar verdiği durumlarda değil, oğlumun mağdur olduğu durumlarda da uyguluyoruz tabi.

Bir tatsızlıktan sonra olayı uzatmadan mutsuzluğu bitirmeyi, kin gütmeden unutmayı yani barışmayı öğrendi oğlum.

5. Zarar görecek bile olsa doğruyu söylemenin değerli bir şey olduğunu öğreniyor.

Bazen bizim olmadığımız ya da görmediğimiz ortamda bebekten viyaklama sesi geliyor. Oğlum sen bir şey mi yaptın diyoruz, yapmadıysa yapmadım diyor çoğunlukla.

Bazense, evet kafasına böyle vurdum, şöyle yaptım diye söylüyor. Oğlum yaptığın hiç güzel değil çok yanlış ama doğruyu söylediğin için teşekkür ediyoruz diyoruz.

Yalan söylediği de oluyor, yaptığı halde bir şey yapmadım diyebiliyor. O zaman da sen öyle diyorsan öyledir diyoruz. Perdeyi yırtmadan, güvendiğimizi gösteriyoruz.

Zarar veren kendisi olduğu halde doğru söylemeyi birkaç kez tekrar etti, biz de doğru söylemesini desteklemeye çalışıyoruz. Teşekkür ediyoruz, takdir ediyoruz. Bunun değerli bir şey olduğunu, erdem olduğunu anlamaya başlıyor.

6. Canı sıkıldığı zaman, yanındaki dengi değilse bile eğlenmeyi öğrendi.

Aralarında yaş farkı 2 yaş 4 ay olmasına rağmen, bakıyorum oğlum canı sıkıldığı zaman bebekle oyun oynamaya gidiyor, ve hem kendini hem bebeği eğlendiriyor. Tabi beni de 🙂

Oyunlar, evin içinde kovalamaca ya da yerde yuvarlanarak cöö yapmaca, farklı mimikler yaparak bebeği katıla katıla güldürme oluyor çoğunlukla. Kovalamaca sırasında ben biraz panik oluyorum tabi koşma trafiğinden.

Oğlumun öğrendikleri bunlar, ya kızım.. Kızım ağabeyinden neler öğrenmedi ki, yaz yaz bitmez. Şu sıralar ağabeyini taklit ederek zıplamaya çalışıyor. Biraz eğilip sonra gövdesini hızla yukarı veriyor ama ayaklarını yerden kaldırmadığı için zıplayamıyor. Bizi de gülümsetiyor.

Yazıyı bitirirken, tek çocukları kardeşsiz bırakmayın diyelim efendim.

Görüşmek üzere..

Bunlar da hoşunuza gidebilir...