Okula başlayacak çocuğu olan ebeveynler için bir yığın tavsiye var internette. Çok fazla okumadım, okuduklarımın da çoğu gereksiz geldi açıkçası.
İlk hafta biz veliler çocukla birlikte epey okulda olacağız galiba. Şunlara şunlara dikkat etsem yeter dedim kendi kendime:
– Çocuğu ön bilgi vermek, ön konuşma yapmak:
Çocuk ilk defa yaşayacağı olaylarla pat diye karşılaşırsa elbette şaşkın olur. Önceden ön konuşmalar yapmaksa rahatlatır.Yalnız bilgi verirken çocuğu panik yapmamalı, korkutmamalı, sakince anlatmalı.
Mesela ilk günler okulun önünde çocukların sıraya girmesi gerektiğini çocuk hiç bilmiyorsa, sıraya girme zamanı gelince bir anda öğrenip sıraya girdiğinde kendini annesinden ayrılmış ve yalnız kalmış hissedebilir. Sıraya gireceğini daha önceden bilse duygusal hazırlık yapmış olur. Duruma göre sabah, ya da okul bahçesine varınca anlatılabilir.
“Sırada düzgün durman lazım, şöyle yaparsan öğretmen kızar bak” gibi korkutucu ifadeler katmayalım tabi ilk günden, bilgi vereceğiz diye.
“Şimdi sınıfa giriyoruz.”
“Şimdi tuvaletlere bakacağız” gibi 5-10 dk sonrasına ait kısa bilgiler bile, duygusal olarak çok iş görür.
Okulun ilerleyen günlerinde ödevler, harçlık, okulda tuvalet kullanımı, öğretmeni vs. bir çok konuda çocukla kısa net konuşmalar yapmak gerekir. (Ödevlerle ilgili ön konuşma yazısı sonra gelecek.)
– Çocuğun duygularını anlamak ve dinlemek:
Çocuğa bilgi vereceğiz diye niyetlenip hep biz konuşursak elbette çocuk boğulabilir. Kısa net ön bilgi konuşmalarımızdan sonra daha çok çocuğu dinlersek, hissettiklerini ve okula nasıl bir bakış açısıyla baktığını anlamış oluruz.
Daha çok çocuğu konuşturmaya çalışırsak, ortamı benimsemesini ve rahatlamasını da sağlarız. Çocuğu konuşturmak da onu gerçekten dinlediğimizi göstererek oluyor. Şaşırdığı, korktuğu, beğendiği, ilginç bulduğu şeyleri, “ya demek bunu ilginç buldun”, “hmm bundan korktun” gibi basit geribildirimlerle gerçekten dinlemiş ve kabul etmiş oluruz.
Hiçbirşey söylemiyorsa bile tavırları ve yüz ifadesinden duygularını anlamaya çalışıp ifade edebiliriz. Endişeli anlarında boş yere güven vermeye çalışmak korkularını daha da arttırabilir.
“Korkmana gerek yok, merak etme okulu seveceksin” gibi cümlelerin kötü etkilerini artık etkin dinleme yazılarından öğrenmişizdir umarım hepimiz. Çok endişe duyduğunuz bir durumla ilgili “korkmana gerek yok” dendiğinde nasıl anlaşılmamış hissettiğinizi anımsayıp empati yapabilirsiniz.
– Abartmamak:
Abartmak konusunda üstüne olmayan bir toplumuz. Önemsemek ayrı abartmak ayrı. Dikkate almak ama abartmamak dengesi çocukların okul hayatlarıyla ilgili davranışlarımızda en gerekli düstur gibi geliyor bana.
Bunu hangi bakımdan söylüyorsunuz anlamadık şimdi diyor olabilirsiniz. Her bakımdan. Çocuğumu okul için heveslendireceğim, okulu sevmesi için elimden geleni yapacağım, ödevlerle ilgili ön konuşma bile yapacağım. Ama yine de okul şu an ve gelecekte çocuğumun dünyasının en önemli olayıymış gibi davranmayacağım inşallah.
Abartmamaya örnekler de geliyor aklıma:
– Çocuğun özel durumları varsa öğretmene bilgi vermek (bizimki çok yavaş konuşuyor mesela), ama sınıftaki tek çocuk bizimkiymiş gibi öğretmeni bıktıracak derecede abartmamak.
– İlk günlerde; çocuk okuldan gelince okul nasıl geçti diye sorduğumuzda cevap vermiyorsa çocuk okuldan hiç bahsetmiyor diye düşünüp abartmamak. (Zaten genellemelerin ve ithamların çoğu, birkaç defa sergilenen davranışı hep öyle olacakmış gibi gözde büyütüp, abartmaktan kaynaklanıyor)
– İlerleyen günlerde; hangi çocuk ödevlerini hep yapıyormuş, hangi çocuk daha başarılıymış gibi magazinel, mahalle kadını tarzı merakları abartmamak.
Kısaca ilgili anne hallerini abartmamak yani. Önemsemek, ilgilenmek ama abartmamak.
Bazen abartmaya öyle dalıyoruz ki çocuğumuzla gerçekten ilgilenmeyi unutuveriyoruz…
………………
Eğitim- öğretim yılı herkes için hayırlı olsun. Bilhassa benim gibi ilk defa okullu olacak anneler için 🙂