Birçoğunuz bir fw mailde okumuşsunuzdur bu yazıyı, tekrar olacak olsa bile paylaşmak istedim. Gıda ambalajlarında öyle yanıltıcı ifadeler kullanılıyor ki, zaman içinde gerçekleri unutup orada yazılanlara aldanıyor insan.. Ara sıra açıp tekrar okumak gerekebiliyor.
Yemek Sanayici ve İş adamları Derneği Başkan yardımcısı, Ankara Sanayi Odası Gıda Komite üyesi iş adamı ODTÜ’lü Serdar Erler bir e-grupta şöyle yazmış:
Değerli dostlar,
Ben inşaat mühendisi olmakla birlike yaklaşık 18 yıldır yemek sektöründeyim. Yemek Sanayici ve İş adamları Derneği başkan yardımcısı, Ankara Sanayi Odası gıda komite üyesiyim.
Bu sürede öğrendiklerimi yazmaya sayfalar yetmez. Ancak birkaç bilgi aktarırsam ne demek istediğim daha iyi anlaşılır. Öncelikle Türker Bey’in ticari endişeyle yapılıyor teşhisi sonuna kadar doğru. Minimum M2 maksimum verim, olay tamamen budur.
– “Soya Kıyması” adıyla satılan ürün yağı alınmış soya küspesidir. 25 Kg torbalarda kg fiyatı 1,5 tl civarındadır. Kullanırken ılık suyla ıslatılır 1 kg soya kıyması 3 kg su emer, yani kullanım fiyatı kg da 50 krş tan aşağı olur. Gerçek etin 20 tl/kg olduğu yerde tabiiki bunu önce sermaye kullanır. Maret, Pınar vs gibi hazır tip annemin köftesi gibi köftelerin tamamı soya katkılıdır. şirin gözükmesi içinde mix kıyma, soya proteini vs. gibi farklı isimlerle amba laj üzerinde yazılmaktadır. yani et diye soya küspesi satıp, annemin köftesi gibi aynen diye reklam yapıyorlar.
BİTMEDİ: Bu soya zımbırtısı granül veya toz halinde , beyaz , açık kahve, koyu kahve, kırmızı, yeşil renkleri vardır. Tadı nötüre yakındır. Cevizle karışıp baklavaya, kıymayla karışıp köfteye , unla karışıp ekmeğe, keke vs.ye giriyor.
– Marine kuşbaşı diye bir et satılıyor şimdi , normal kuşbaşı etten ucuz. bir özel kimyasal karışım suyla ete emdiriliyor. % 20 su basılıyor ete , böylece fiyatı ucuzluyor. Ancak bu tuzlar sizin kalp, şeker, tansiyon vs , rejimlerinize zarar verirmi bilmiyorsunuz. yemeğe tuz atmıyorsunuz, ama başka tuzları bilmeden yiyorsunuz. Yemek şirketinizin et giriş faturalarında “mix kıyma” ve “marine kuşbaşı” var mı, bir kontrol edin bakalım.
– PEYNİR ALTI SUYU TOZU: Adı üstünde, peynir üretiminde kalan su sıcak plakalara püskürtülüyor, buharlaşma sonucu elde edilen toz işte. Nerede kullanılıyor? Peynirli çizi de peynir mi var zannediyorsunuz. Tüm bisküvi ve kek sektörünün birinci sınıf dolgu maddesi. Kg fiyatı 50 krş gibi bişeydi. Yediğiniz bisküvit, kek, kraker vs paketlerin üzerini bir okuyun bakalım içinde şeker ve un dışında tanımadığınız kaç kalem malzeme var. Bir top keki toptancısı 15 krş a satıyor. Anam-babam usulü un, yumurta ve yağ ile yapsanız 30 krş malzeme maliyeti var, ambalaj, üretici karı, nakliye ve toptancı karı vs eklenince nasıl o fiyata satılabiliyor? Çünkü kek değil kek benzeri kimyasal bir şey alıp yiyoruz. Paketin üzerini okuyun anlarsınız.
– Bezelyenin kurusu öğütülüp fıstık süsü verilerek tatlılara konuyor.
– Pul biberin, karabiberin, kimyonun vs ektractı var, kilosu 5 tl ye satılan sucuklarda gerçek baharat mı var sanki. Bazılarında zaten sucuk benzeri ürün yazıyor.
– Bir danadan 25-30 kg sinir çıkıyor . -40 derecede dondurup öğütüyor sinir unu yapıyor sosise basıyorlar. Şarküteri ürünlerine dikkatli bakın. %100 dana diyor, dana eti demiyor, anlayın işte.
– Tavukların boyun , taşlık, kanat ucu vs gibi ticari değeri olmayan her yeri kemikleriyle öğütülerek “mekanik kıyma” isimli bişi yapılıyor. Tüm tavuk sucuk ve salamlarında bu var, siz tavukların göğüs etlerinin kıyma yapıldığını sanıyorsanız fena yanıldınız.
Bütün bu işler T.C.Tarım ve köy İşleri Bakanlığı izni ile yapılıyor. Tamamen ve her yönüyle gıda terörünün cenneti olan yurdumuzda izinle bunlar yapılırken siz varın kaçak yapılanları düşünün. Bütün ekmeğe tavuk döner 2 tl , yarısı işkembe, ööööffffff, sıkıldım gene, GDO ne ki o daha yeni farkedildi, devede kulak bile değil.
Bunlar işin yemek faslı, daha gıda ambalajları var, koruyucular var vs. kıyamet kopu yor da bizim gıda mühendislerimizin sesi soluğu yok ortada, bir garip yemekçi inşaat mühendisi çarşı pazardan topladığı bilgileri ortalığa döküyor.
Sevgiyle kalın,
Serdar Erler