Genel

Çocuklarda Alma Tutkusu

Merhaba Büşra Hanım,
öncelikle sitenizde bizlerle paylaştığınız deneyim ve bilgilerinizden, tavsiyelerinizden dolayı çok teşekkürler, Allah razı olsun.4 yaşındaki oğlumun oyuncak, elbise başta olmak üzere pekçok şeyi sürekli alma, sürekli isteme, bunda çok ısrarcı olma, istediği olmayınca ağlama gibi durumları oluyor. bu son birkaç aydır iyice yoğunlaştı. ayrıca evine gittiğimiz insanlardan da birşeyler istiyor. bunları neden yaptığıyla ilgili zihnim net, sebeplerini biliyorum. akraba ve yakın çevremizde çok sevilen ilk çocuktu, herkes ona hediyeler aldı küçüklüğünden beri. şimdi yaşı büyüdüğü ve şartlar değiştiği için durum aynı şekilde devam etmiyor tabi. ama o yeve biri geldiğinde bana ne getirdin, bana şunu alsana, bana bunu hediye etsene şeklinde isteklerde bulunuyor. bununla ilgili izahlar va açıklamalar yaptım. tamam diyor, sonra y,ne aynı şeyi yapıyor.

bizi köşeye sıkıştırmayı, bizi bizim kullandığımız argümanlarla vurmayı deniyor:) biri ona hediye etmişti oyuncağını, biz de ona bir hediye götürmesini tavsiye ettik daha sonra. ve başka bir olay, çok istediği bir oyuncak vardı, biz de alamayacağımız söyledik, çok ısrar etti ve biz de o zaman bir oyuncağını başka bir arkadaşına hediye ederse alabileceğimiz söyledik. bu iki olayın ardından, birşey almak istediği zaman hediye etmek istediğini ve hediye ettim o da bana şunu versin şeklinde hediyeyi karşılıklı bir şeye dönüştürdü.bunu bize karşı bir yaptırım olarak kullanmaya çalışıyor. bunun yanlış anlama olduğunu ve durumu izah etmeye çalışıyoruz ama nafile…

biz oyuncak ve kılık kıyafet noktasında ihtiyaçtan fazlasının alınmasına karşıyız. bunun israf olduğunu, ve bir eğitimci olarak da çocuklarının doyumsuz, hiç bir şekilde mutklu olmayan, elindeki ile yetinmeyi bilmeyen insanlar olarak yetişeceği endişesini taşıyoruz. ne kadar çok eşyası olursa inanın o kadar kıymetsiz. aldığı oyuncaklarla bir kaç gün oynuyor, sonra hiç ilgilenmiyor bile.

almama yöntemini, almada sınır koyma yöntemini denedik, aile büyüklerine de bu konuda uyarıda bulunduk( tabi onlar bunu zaman zaman deliyorlar)
pek işe yaramadı doğrusu. bu sefer başkalarından istemeye başladı ve biz almayan kötü anne baba olduk.

dedik ki istediklerinin bir kısmını alalım, özellikle babası alsın ki, annesinin yanında babasının da alması daha tatmin edici olur düşüncesiyle. bu sefer istekleri daha da artamaya başladı. ve çok ısrarcı oluyor, rahatsızlık verecek düzeyde. öyle ki bugün dışarı çıktığımızda birşey almayacağımı önceden bildirmiş ve onun da kabul etmiş olmasına rağmen, almayacağımızı bildiği halde, gıcıklığına al da al, diye tutturuyor. bu sefer gülerek, almaycağımı bilerek, laf olsun diye söylüyor.
ne yapcağımız bilmiyoruz doğrusu. nasıl bir yöntem izlesek, alsak olmuyor, almasak olmuyor. açıklıyoruz olmuyor. bu arada normalde izah edilince laftan anlayan, ikna olduğunda kabul eden, anlaşmaya varan bir çocuktur. ama bu noktada açıklama da yeterli olmuyor. konuştuğumuz zaman kabul ediyor, sonra tekrar aynı şeyi yapıyor.
yardımcı olabilirseniz çok sevinirim.

………………………………

Seyhan Hanım,
Yazdıklarınıza hiç yabancılık çekmedim. Benim oğlum da aynı şekilde, gördüğü bir oyuncağın alınması için fena halde tutturan, aldırıp bir süre oynadıktan sonra bir daha o oyuncakla ilgilenmeyen bir çocuk idi. Bir çok çocuk gibi. Hala da tam bırakmış değil.

Çocukların bu hale gelmesinde malesef bizim rolümüz büyük. Çevre, akraba, anneanne dede ne kadar alsa da, bizim alıştırmamızla çocukların bu hale geldiğini inanın çok şaşırarak tespit ettim kendi hayatımızda.

Bizlerin de almaya alışmamız Çin malı ucuz oyuncakların istilasıyla başladı. Çocuğa oyuncak hediye etmenin mutluluğu ve çok az para vermenin kolaylığı bir araya gelince, ne aldığımızı ve niye aldığımızı düşünemeden,  neredeyse her gün aldığımız bir dönem oldu. Sizin değilse de azından bizim öyle bir dönemimiz oldu.

Sonra çocuğun sürekli almak isteyen ve tatmin olmayan bir çocuk olduğunu ve başka kötü etkileri görmeye başladık sizin gibi. Biz aldıkça o aldırmaya alışmıştı, istediğini elde ettikçe daha fazlasını istemişti. Elde ettikleriyle pek ilgilenmemiş, elde ettikçe; elde edemediklerine göz diker olmuştu.

Biz zamanla her aldığımız oyuncağın çocuğun gözünde nasıl değersiz olduğunu görmeye başladık. Çok az oynuyor ertesi gün o oyuncağı istemiyordu. Adeta aldığımız her oyuncak bir öncekinden değersizdi, git gide değerini yitiriyordu oyuncaklar.  Oyuncağı isterken ağlamalar, tutturmalar aynıydı ama elde edilince sıradan bir şey oluveriyordu çocuk için.

Sorun oyuncağın değerini yitirmesi değil, çocuğun tatmin olmayan ve mutsuz bir çocuk haline gelmesiydi tabi.  Kısır döngü bir bir şey bu. Çocuk oyuncağı istiyor, alınca mutlu olacak gibi görünüyor, ama aldıktan sonra anlık bir mutluluğun ardından her defasında daha mutsuz ve tatminsiz bir çocuk oluyor.

Almak her defasında durumu daha da kötüleştirdiğine göre çareyi almamakta bulduk. Eskiden bize radikal gelen bu karar aslında kolay bir çözümmüş. Ancak almamak tek başına bir çözüm değil, yanında yapmamız gereken başka şeyler de var. Ve “almama” esnasında takındığımız üslub da çok şeyi değiştiriyor.

İstediklerini almadığınızda, çocuğun başkalarından hediye istemesine, dışarıda sizden sürekli birşey istemesine çok aldırmayın. Çocuk o kadar almaya alıştıktan sonra bu davranışları göstermesi normal. Kararlı olun ve almayın. Kısa açıklamalar yapın, ama çocuğu ikna etmeye uğraşmayın. Zaten bir insanı -çocuk da olsa- ikna etmeye uğraşmak ters tepiyor. Ben iletileri ve etkin dinleme metodları kullanarak kısa açıklamalar yapın. Dürüstçe duygularınızı ve gözlemlerinizi söyleyin. Örneğin:

Ben iletisi: Evde oynayabileceğin oyuncaklar varken yeni oyuncak almak bana garip geliyor/ yeni oyuncak alma işine sıcak bakamıyorum/ yeni oyuncak almayı düşünmüyorum.

Çocukla iletişimimde hep tecrübe ettiğim birşeydir, ben onu ikna etmeye uğraşırsam o da beni ikna etmeye uğraşır. Ben onu “almamak” için iknaya uğraşırsam o da “almak” için iknaya uğraşır. Fikrimi ya da kararımı ikna etme üslubu kullanmadan kısaca söylersem konu çok fazla uzamaz. Ancak ukala ve benim dediğim olur tarzındaki itici anababa üslubuyla da olmamalı.

Etkin dinlemeye örnek:
Çocuk: Bunu istiyorum, bu oyuncağı alalım mı?
Anne: Bu oyuncağı istediğini düşünüyorsun.
Çocuk:  Evet anne.
Anne: Seni anlıyorum. Ancak şimdi bunu almayacağımızı söylemeliyim. (Neden diye sorarsa yukarıdaki ben iletisi ile devam edebilirsiniz. Dürüst, kararlı ve çocuğu suçlamayan ifadelerle duygularınızı iletin)

Sitedeki bir çok yazıda örnekler bulabilirsiniz. Söyleyeceklerimi söyledikten sonra çocuğun kolundan usulca tutup, gidiyoruz anlamında harekete geçiyorum. Bu şekilde bir çok oyuncakçının önünden geçip gidiyoruz artık birşey almadan.

……………………………………….

Yukarıda almamak tek başına yetmez demiştim. Doğan Cüceloğlu bir seminerinde çocukların kendisine alınan oyuncaklardan çabucak bıktığını, ancak anne ya da babadan biri çocukla birlikte bir oyuncak yaptığında çocuğun bunu asla unutmadığını söylemişti. Anababaların çocukların mutluluğu için para kazandıklarını ama paralarıyla çocukları mutsuz ettikleri gerçeğine değinmişti. Ekonomist bir Amerikan yazarın kitabını tanıtmış, o kitapta insanların harcama ve alma alışkanlıkları ile kendilerini nasıl mutsuz ettiklerinin, araştırmalar ve rakamlar ile ispatlandığından bahs etmişti. O konuşmayı dinlediğimden biri çocuğa oyuncak almak yerine birlikte oyuncak yapmaya özen gösteriyorum. Oğlumla transformers kostümü yapacağız diye taşındıktan sonra atmadığım kutular hala bekliyor hatta.

– Diyeceğim o ki çocuğa oyuncak almayı bıraktıktan sonra çocukla birlikte oyuncak yapmak kavramını dünyamıza sokmalıyız. Çocukla her zamankinden farklı diyaloglar ve duygular yaşamamıza da sebep oluyor oyuncak yapmak. Çocuğa oyuncak almamak onun dünyasında bir boşluk da oluşturacaktır, o boşluğu biz doldurmuş oluyoruz.

– Ayrıca çocuğun evdeki eski oyuncaklarla ilgilenmesini sağlamak gerekiyor. Eskileri tamir etmek, boyamak, birinin bir parçasını çıkarıp diğerine takmak epey ilgilerini çekiyor. Eski oyuncaklarla çocuğun daha önce denemediği şekilde yeni oyunlar kurmak, nasıl değişik şekillerde oynayacağını göstermek, bazen oyunlarına katılmak gerekiyor. Oğlum bir süredir eski oyuncakların vidalarını söküp söküp çıkarmak, arabaların lastiklerini değiştirmek, bazılarını tükenmez kalemle boyayıp bazılarına çıkartma yapıştırarak değişiklik yapmakla oyalanıyor.

– Oyuncakları saklamak: Çocuğun oyuncaklarının sayısına göre oyuncakları bir kaç poşete paylaştırın, çoksa 5-6 poşet azsa 3-4 poşet gibi. Ve ortada bir poşet bırakıp diğerlerini saklayın. Sakladıklarınızdan ilkini  3 ay geçince çıkardığınızda ne kadar ilgi gördüğünü göreceksiniz. Çocuk ne kadar istese sıkılsa da en az 2-3 ay geçmeden yeni poşet çıkarmayın, yoksa çocuk bu oyununuzu da öğrenip sürekli öteki poşetleri isteyecektir. Belirlediğiniz sürede sadece ortalıktaki oyuncaklarla oynaması için yeni oyunlar keşf etmeye, oyuncaklarda değişiklik yapmaya çalışabilirsiniz.

……………………..

Bu yazdıklarımı yapmak genel olarak bize yetti. 2 gün önce yine bir markette Transformers türü katlanan uçaklardan gördü ve istedi oğlum. Sudan ucuzdu, hatta oğlum da sordu ucuz mu pahalı mı diye. (Anneannesi oyuncak almayacağı zaman pahalı diye almıyorum diyordu. Aslında çocuğa böyle bir açıklama yapmak da doğru sonuçlar getirmiyor. Bu yaşta pahalıyı ucuzu çok kafasına takıyor çocuk, gereksiz yere derinlemesine düşünüyor) Ucuz ama almıyoruz oğlum dedik ve diğer açıklamaları yaptık. Yolda bir süre diretti, sonra istemedi. Halbuki daha fazla direteceğini düşünmüştük. Demek ki epey alışmış alınmamasına diye düşündük.

“Pekiyi hiç mi oyuncak almayacağız çocuğa” gibi, aslında öyle olmayacağını bildiğimiz bir soruyu sormak gerekiyor tabi konunun burasında. Kendimizce bir periyot belirleyip, arada bir belirlediğimiz sürelerde  büyük, ilginç ve gelişimine faydalı oyuncaklar almak iyi olabilir. Çocuğu oyuncakçıya götürüp seçtirmek yerine kendimiz seçmenin her zaman daha iyi olduğunu düşünüyorum. Arkadaşım Elif çocuklara hediye paketlerinde oyuncak getirdiğinde ne kadar sevindiklerini, oyuncakçıda kendileri seçtikleri zamansa onun onda biri kadar sevinmediklerini en az 5-6 kere gözledim. Kendisine özel getirildiğini paketlendiğini görünce daha mutlu oluyorlar.

Bir de biz ebeveynler çoğunlukla mağazada çocuk yanımızda başka oyuncak isterken kendi istediğimiz oyuncağı alıyoruz çocuğu bir şekilde ikna edip. Çocuğun aklı ötekinde kalıyor. Ya da çocuğa istediği oyuncağı alsak bile, çocuk yine mağazada gördüğü öteki oyuncakları da unutmuyor. Bir tanesini alıp diğerlerine özenmiş, gözü kalmış olarak çıkıyor mağazadan. En güzeli çocuk yanımızda yokken alıp paketletip evde hediye vermek diye düşünüyorum, bilmem siz ne dersiniz.
Çocuğun topladığı paralarla alacağı önceden belirlenmiş bir şey varsa beraber gidip karar vermek daha iyi olabilir tabi.

Yazdıklarım işinize yarar umarım.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...