Genel

Üstünlük Mücadelesi- Aile Toplantısı/ Mart- Nisan 2012 Hatıraları


Sevgili çocuklar, geçen ay yazmamışım 2 ayı birlikte yazıyorum.

Oğlum sen çok güzel yemek yemeye başladın, yüzüne gözüne renk geldi. Sanırım okulun sana olumlu çok etkisi oldu. 23 Nisan’da efe oldun, yöresel bir dans yaptınız.

Zührenur sende bir garip haller var, 4 yaşın duygusal olarak kabullenilme zamanındasın galiba. Evde kıskanılan sen olurdun ağabeyin kıskanırdı. Şimdi işler biraz tersine döndü, sen ağabeyinde ne görsen aynısını istiyorsun.

İkiniz arasında üstünlük mücadelesi gibi birşey var. Geçen gün sizi karşıma alıp konuştum dedim ki, çocuklar ben ikinize de eşit davranmaya çalışıyorum ama insanın hiçkimseyle herşeyi eşit olamaz. Meyve suyunu, keki, yumurtayı herşeyi ikinize aynı hazırlıyorum ama yine de baak benim yumurtam daha büyük, baak benim yemeğim şöyle böyle şeklinde birbirinize özendirmeye çalıştığınızda çok üzülüyorum.

Ben ikinizi de çok seviyorum. Bu evde hiç sevmediğim ve bu evde hiç istemediğim birşey var o ne biliyor musunuz dedim. Hemen söylemedim ve sizi meraklandırdım. Sonra söyledim hiç sevmediğim şey:

Üstünlük Mücadelesi

Dedim.

Sanırım kavgalarınızın da sebebi bu.

Çok iyi anlaştığınız zamanlar da var yok değil, aşağıya inip oynuyorsunuz bahçede saatlerce. Ama yemek ya da birşey alındığında baak benimki şöylee, baak benimki bööyle muhabbetlerinden daral geliyor bana.

Bunlar dışında pek çok şey yolunda. İkinizin de okullarını çok sevmesi sanırım hayatımızdaki en büyük nimet.

Aile toplantısı da yapıyoruz konuşuyoruz. Son toplantıda;

– İkiniz de saksıda canlı çiçek istediniz, alınacak.

– 2 günde 1 oyuncak almak istediğinizi söylediniz biz babanla buna razı olmadık. Küçük dandik oyuncaklar alınmayacak ve 20 günde 1 Zülfikar’ın okul harçlığından biriktirdiği paranın üzerine Zührenur için biz ekleyerek oyuncak alacağız diye karar aldık.

– Ben Zührenur senin okuldan gelince üstünü değiştirmenle ilgili isteklerimi ve sevmediğim yemeklerin tadına bakmadığında çok üzüldüğümü söyledim. Yemeklerin tadına en az 3 lokma bakman için karar aldık. Zülfikar, sen alçak sesle konuştuğunda insanların seni duyamadığından bahs ettik ve biraz daha yüksek sesle konuşman için gayret istedik.

– Babanız da, beni otururken görünce hemen kafama çıktığınızda çok yoruluyorum. Sizi her zaman kafama çıkaramam dedi. Ve odasında iş telefonlarıyla görüşürken odadan çıkmadığınızda çok zorlandığını söyledi.

Konuştukça daha rahat anlaşıyoruz, birbirimizi anlıyoruz. Karar alınan maddelerin hepsinde ilerleme kayd ediyoruz. Sevmediğin yemekleri yemen konusunda biraz yol kat ettik sanırım Zührenur. Benim en çok sevindiğim şey bu.

Sizi çok seviyorum. Eksikler, hatalar, kusurlar hep olacaktır ama sizi yetiştirirken yapabileceğimin en iyisini yapmak için çok dua ediyorum, Allah’tan yardım istiyorum.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...