Düzenli hatıra yazma işinde biraz geride kalıyorum ama geç de yazsam bırakmayacağım.
Az da olsa yazacağım.
Çünkü sonradan okumanın çook faydasını görüyorum. İyi şeyleri okurken de, o zaman bana kötü gelenleri okurken de gülümsüyorum.
Koca bir Haziran Temmuz Ağustos geçirdik. Eylül de bitti çocuklar.
Geçtiğimiz yaz:
– Kavurucu öğlen sıcağında bile gölgelerde oynayıp, günün yarısını site bahçesinde oynayarak geçirmeyi,
– Arkadaşlarınızla birlikte çardakta piknik yapmayı,
– Akşam karanlığında sizi yemeğe çağırdığımızda oyuna doymadığınız halde yarın devam ederiz diyerek eve gelmeyi,
– Kendi başınıza bakkala markete gitmeyi,
– Hamile annenize anlayış göstermeyi,
öğrendiniz.
Bir sabah çok yorgun argın kalktığımda, kahvaltı hazırlamak hiç içimden gelmiyorken sen çok munis, sevecen tatlı bir şekilde kahvaltı hazırlamaya çalışmıştın kızım.
Senin bu düşünceli halini görünce öyle duygulandım ki bütün yorgunluğum gitmiş enerji dolmuştum.
Kahvaltı işini o kadar sevdiniz ki, sonraları ağabeyinle aranızda bu sabah kahvaltıyı ben hazırlıycam kavgası bile çıkmaya başladı.
Bu yaz genelde benim yatmalarım, ağrılarım, bulantılarımla geçti.
Hayatımın en zor dönemlerinden biriydi.
Sizden beklediğimden daha fazla bir anlayış gördüm.
Çok teşekkür ederim.
Bu yıl sen anaokulundasın Zührenur. Sen 2. sınıfa gidiyorsun Zülfikar.
Okullarınızı sevdiğinizi ve koşarak gittiğinizi görmek benim en büyük iç huzur sebeplerimden.
Umarım hep böyle devam eder.