Genel

ANNELER VE KIZLARI (görünenler ve gerçekler)

“maydonoz doğrarken görünenlerle gerçekleri anlamlandırmak”

Akşam olmak üzereydi.
Anne koşturmacasına devam ediyordu. Elif yemek saatine zar zor yetişebilmişti.Selam vererek içeri girdi.Üzerini değiştirdikten sonra boş bulduğu koltuğa kendini zor attı.

O sırada annesi mutfaktan :
-Hemen televizyonun karşısına geçeceğine gel de bana yardım et!
diye seslendi.
-Tamam anne beş dakika müsaade et geleceğim.
-Birazdan teyzenler gelecek bütün gün gezip dolaşıp akşamda televizyon seyretmek yok. Hemen buraya gelip salatayı yap.
-Tamam çok yoruldum.Beş dakika soluklanayım.
-Dışarıda gezerken hiçbir şey yok ama ?

Elif daha fazla tartışmayı kaldıracak ne ruha ne de vücuda sahipti. Sırf annesinin dırdırından kurtulmak için son bir gayretle ayağa kalktı.Mutfağa geçti.Aslında mutfakta her şey hazırlanmıştı.Sadece salata yapılmamıştı.
O da on dakikalık işti. Annesinin bu kadar söz sarfetmesine anlam veremedi.

Herşeyin teknolojiyle birlikte kolaylaşacağını söyleyenleri yanıltmak istercesine hayatta birçok şeye anlam vermek gittikçe zorlaşıyordu. Bu kadar derinlere dalmanın zamanı değildi.Salatayı yapmalıydı.
Bir taraftan salata malzemelerini dolaptan çıkarırken, bir taraftan da annesinin sabahtan beri olanları anlayabildiği hayaline koyuldu.

-Hoş gelmiş benim kızım günün nasıl geçti.
-Anne! Çok yorgunum.
-Demek yorgunsun. Herhalde günün bayağı yoğun geçti.
-Evet trafik çok yoğundu üstüne üstlük oturacak yer de yoktu otobüste.
-Anlıyorum, o kadar yolu ayakta gelmek seni epey yormuş.
-Her şey bir yana anne,daha kötüsü Fatma ile tartıştık biliyor musun?
-Sebep neydi ki?
-Çok düşüncesizce davrandı.
-Belli ki seni çok kızdırmış.
-Evet. Sabah geç kaldığım için beklememiş ve gitmiş.
-Ama kızım! Geç kalmışsın.
-Ama anne ben her zaman geç kalmıyorum ki.
-O bunu biliyor mu?Belki onun da gitmek için bir mazereti vardı.
-Aslında bunu hiç düşünmedim anne…Belki de onu dinlemeliydim,galiba çok aceleci davrandım onu suçlamak için.
-Demek onu suçladın!
-Hem de nasıl…Şimdi düşünüyorum da yolda beni cepten aramıştı.
-Ne oldu üzüldün değil mi?
-Evet anne çok! Ondan özür dilemeliyim .
-İstersen teyzenler gelmeden onu ara.
-Hayır teyzemler şimdi gelir,ben önce salatayı yapayım daha sonra daha sakin bir kafayla telefon eder ve gönlünü alırım. İnşaallah bana çok kırılmamıştır.
-Eminim özür dilediğinde seni anlayacaktır


Salatanın maydonozlarını doğrarken, görünenleri ve gerçekleri anlamlandırmak çok kolaydı.
Hayatın içinde ise nasıl da kaçırıyorduk birbirimizi.

Tam o esnada annesinin sesiyle irkildi.
-Sen salata yapmayı da severdin kızım şimdi niye nazlanıyorsun anlamıyorum.

Ah anne!
Naz mı ?
Anlasana çok yorgunum ve kırgın…
Aslında sen de haklısın,sen de derdini anlatamıyorsun,birbirimizi anlama çabamız olduğu da söylenemez.
Gün boyu ev işleriydi şuydu buydu uğraşıyorsun ama sonuçta kimsenin oralı olduğu yok. Birde biz senin kalkıp bizi anlama gayreti göstermeni bekliyoruz.
Bugün yaşadıklarım da bu yüzden değil mi zaten?

Fatma’yı dinleme zahmetinde bulunmadım.
Annemi anlamak için de bir gayretim olmadı..
Tabi annemin ve Fatma’nın da beni…
Ama ben böyle yapmamalıyım. Salata tabağını masanın ortasına yerleştirdi. Önce Fatma’yı anlamaya çalışacaktı.
Sonra ise annesini
Sırada çok kişinin olmayışına sevinerek telefona yöneldi.

Annesinin ;
-Bütün gün gezip akşam da telefonun başından ayrılmıyorsun söylentisini duymazdan gelerek.
Görünenlerle gerçekleri karıştırmamayı başarmalıydı. Annesinin söylentisi görüntüydü, bunu gerçek sanmamalıydı.
Gerçek olan annesinin bütün gün uğraştığıydı, bu gerçeği görmeliydi.

Belki annesi de o zaman Elif’in yorgun ve kırgın olduğunu anlayabilirdi. Elif’in gerçekleriyle ilgilenirdi.
Bu akşam daha kolay olacaktı.
Tıpkı maydanoz doğrarken olduğu gibi…
Zil sesiyle herşey daha güzel göründü Elifin gözünde
Hayat ders alabilenler için ne güzel şeydi.

Hikaye: Münevver Bitigen

* Sitemizin takipçilerinden Münevver Bitigen hanıma bu güzel hikaye için teşekkür ediyoruz.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...