Genel

Nasıl Enerji Doluyorum?

Bazı günler vardır, sebepsiz yere canınız sıkkın olur, bir şey yapmak istemezsiniz. Elinizi kaldırmak yorucu gelir, bir delik olsa oraya girsem bir süreliğine yok olsam dersiniz. Bir derdiniz olmadığı halde dünyanın bütün sorunları sizin sırtınızdaymış gibi bile hissedebilirsiniz.

Bazı günlerse, sebepsiz yere kıpır kıpır, heyecanlı, enerji dolu, bir sürü işi bitirmeye hazır, zıp zıp zıplayan  bir ruhla uçuşa geçmek istersiniz.

Size de oluyor mu?

Bana çok oluyor.

Sebebini buldum bu iki değişik halin.

Benimkinin sebebi, çoğunlukla sabah kalktığım saat!

Sabah kalktığım saat, dün gece yattığım saate de bağlı olduğu için biraz da dün gece yattığım saat!

Bir süre hiç anlamadım ya ben niye bazı günler öyle bazı günler böyleyim diye geçirdim..

Sonra, erken kalkmalarım artınca, erken kalktığım günler enerji küpünden çıkmış gibi olduğumu keşfettim..!

Yahu dedim ben geç kalkınca ölü gibi kalkıyorum. Erken kalkınca canlı gibi kalkıyorum..!

Sabah 10’dan sonra kalkmışsam kelimenin tam anlamıyla yaşayan bir ölü gibiyim. Hayat almış başını gitmiş, herkes hayata başlamış ben daha yatay düzlemle birleşik bir ölü gibiyim.

9’dan sonra kalkmışsam yarı ölü yarı diri gibiyim..

8’den sonra kalkmışsam eh işte idare eder..

7’den sonra kalkmışsam ne güzel bir gün bu böyle, ne güzel bir hayat bu böyle modundayım. Sanki dünyaya bugün ilk defa gelmişim gibi.

6’dan sonra kalkmışsam içimden kanguru gibi zıplamak geliyor. Ağaç kakan gibi kocaman bir gagam olsa hiç yorulmadan bir yerleri gagalardım şimdi diyorum.. Minicik bir böcek olsam, küçücük el kol ve bacaklarımla hızlı hızlı oradan oraya koştursam diyorum..

5’ten sonra kalkmışsam nasıl anlatsam, bomba gibiyim. Patlayıp etrafa hareket, eğlence, aksiyon, faaliyet, neşe, işve, hayat, huzur, mutluluk olarak saçılmak istiyoruummm..

Hayret hayret!

Erken yatmak ve erken kalkmak nasıl şarj eden bir şey.

Güne erken başlamak nasıl insana güç kuvvet veren bir şey.

***************************

Gece geç yatıp 6-8  saat uyumakla erken yatıp 6-8 saat uyumak aynı olmuyor. Uyuduğunuz süre aynı olsa bile gece 12’den önce 1 saat uyku çekmemişseniz, o uyku sizi diğeri kadar dinlendirmiyor.

Gece 2’de yatıp sabah 8 de kalkarak 6 saat uyuyorsunuz diyelim. (Diyelim de aslında o da olmuyor. Gece 2’de yatınca sabah 8 de kalkmak zor oluyor, sabah işe/bir yere gitmek ya da çocuk gibi sizi özellikle kaldıran bir şey yoksa.) İyi ihtimalle 9’da  kalktınız diyelim, canlı ve dinamik olamıyorsunuz. Kalkış ve kahvaltı derken saat 10 oluyor siz hayata başlayana kadar.

Yine 6-7 saat uyuyarak gece 23’te yatarsanız, sabah 5’te 6’da hiç gayret etmenize gerek kalmadan, kendi kendinize uyanıyorsunuz, uyumaya çalışsanız da uyuyamıyorsunuz. Aşırı  dingin, uyanık ve şuurunuzun aşırı derece açık olduğu bu saat kendinize vakit ayırabileceğiniz en güzel zamanlardan birisi. Yetiştirmeniz gereken önemli bir iş varsa, bu sürede yapıp işinizi bitirdiğinizde saatin daha 8 olduğunu görmek inanılmaz moral verici oluyor. Kahvaltınızı ve günlük sıradan işleri bitirdiğinizde hala saatin 9 olduğunu görmek, işte hayat bu, bereket bu dedirtiyor.

Aslında yukarıdaki her iki durumda da 6-7 saat uyuyorsunuz. Ama erken yatıp erken kalkınca, hem kolayca uyanmış, hem daha çok dinlenmiş, hem daha enerji dolu, hem daha çok zaman sahip olmuş oluyorsunuz.

Birçok yabancı ülkede insanlar 4-5’de hayata başlıyor, hatta iş hayatının sabah 5’te başladığı çok ülke var.

O kadarı da fazla diye düşünelim hadi fazla olmadığı halde…

Ama, bizim ülkemizde özellikle yaz geceleri 2lere 3lere kadar oturup, sabah 11-12’lerde kalkmaya ne demeli? Ve bunun normal kabul edilmesine.

Tabi işin şu ucu da var, diyebilirsiniz insanlar erken kalkıp napacak, TV seyretmek ve ev işleri dışında bir çok insanın yapacağı bir şey yok.

E tabi. Yapacak değerli bir şeylerimiz olacak ki, uğruna erken kalkalım..

Duygularımızı besleyen bir uğraşımız olacak ki, erken kalkmak için coşku duyalım.

 

Bunlar da hoşunuza gidebilir...